Bir kişinin diyetinin besinsel açıdan yeterli olmasını sağlarken, kalori kısıtlamasının faydalarından güvenli bir şekilde yararlanmasının tek yolu, besinsel açıdan fakir olan yiyeceklerden mümkün olduğunca kaçınmasıdır.
Gerçekten de ne yenileceğine karar verilirken en önemli konu budur. İçinde yeterli besin olan yiyecekleri yemeliyiz ki besinsel ihtiyaçlarımızı karşılamak için boş kalorilerden fazla miktarda tüketmek zorunda kalmayalım. Besin ve lif açısından zengin, kalorisi az yiyecekleri yemek bizi doyurur ve böylece aşırı yemek yememiz önlenmiş olur.
Bunun nasıl olduğunu anlamak için beynin beslenme güdümüzü nasıl kontrol ettiğine bir bakalım. Sindirim yolunu kaplayan sinirlerde bulunan karmaşık bir kemoreseptör sistemi, ağzımıza attığımız her lokmanın kalori ve besin yoğunluğunu dikkatle izler ve bu bilgiyi beyinde beslenme güdüsünü kontrol eden hipotalamusa gönderir.
Ayrıca midede, yenilen yiyeceğin hacmini (ağırlığım değil) ölçerek doygunluk sinyalini veren gerilme reseptörleri vardır. Eğer besin ve liflerle kendinizi doyurmazsanız, beyin size daha fazla yemek yemeniz için sinyaller gönderir.
Eğer yeterli besin ve lif tüketirseniz, vücudunuz biyokimyasal olarak (besinlerle) ve mekanik olarak (liflerle) doymuş olacaktır ve kalori tüketme arzunuz sönecektir. Fazla kilolu olup olmayacağınızı belirleyen ana faktörlerden biri yeterince lif ve besin tüketip tüketmediğinizdir. Bu durum bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Bu durum pratikte nasıl işler? Bilimsel bir araştırma yaptığımızı ve her öğünde aldıkları ortalama kalori miktarını gözlemlediğimiz bir grup olduğunu farz edelim. Sonra onlara yemekten önce bütün bir portakal ve bütün bir elma verelim. Sonuçta, denekler kalori alımlarını meyvede bulunan kalori kadar azaltacaklardır. Şimdi onlara iki meyve vermek yerineaynı miktarda kaloriyi meyve suyu olarak verelim.
Ne olur? Öğünden önce hiçbir şey yemedikleri zaman olduğu gibi, aynı miktarda yemek yerler. Diğer bir deyişle, meyve suyu öğünde alınan kalorileri azaltmaz, tam tersine meyve suyu ek kalori haline gelir. Bu durum, bira, meşrubatlar ve diğer sıvı kalori kaynakları için de kanıtlanmıştır.
Sıvı kaloriler, bütün halindeki yiyecekte bulunan lifleri içermediğinden, kalori alma güdümüzü köreltmede pek etkili değildirler. Araştırmalar, meyve suyu ve diğer şekerli içeceklerin çocuklarda obeziteye neden olduğunu da göstermiştir.
Eğer kilo vermek konusunda ciddiyseniz, meyvenizi içmeyin, onu yiyin. Suyunu sıkma esnasında meyvelerdeki birçok lif ve besin azalır ve kalan besinler de işlenme, sıcak ve depolanma yüzünden yok olur. Eğer fazla kilolu değilseniz, taze sıkılmış meyve suyu, onu taze meyve ve sebze yemenin yerine koymadığınız takdirde kabul edilebilir. Doğal bütün halindeki yiyeceklerin yerini hiçbir şey tutamaz.
Birçoğumuzda mucizeye inanma isteği vardır. Boşboğazlığımıza ve aşırıya kaçmamıza rağmen, bir hap, toz ya da bir başka iksir alarak ideal sağlığımızı koruyabileceğimize inanıyoruz. Ama bu birçok bilimsel kanıtla yenilgiye uğramış yanlış bir ümittir. Sihir diye bir şey yoktur. Mucizevi bir kilo verme hapı yoktur. Kanun ve düzenin, neden ve sonucun olduğu doğal bir dünya vardır sadece. İdeal bir sağlık ve uzun bir ömür istiyorsanız, nedenlere yoğunlaşmalısınız. Yağlannızdan güvenli bir şekilde kurtulmak istiyorsanız, ağırlıklı olarak besin ve lif açısından zengin, rafine edilmemiş yiyeceklerle beslenmelisiniz.