Birçok insanın vücut ağırlıkları zihinlerini meşgul eder. Bütün kadınların yarısından daha fazlası ve erkeklerin üçte birinden daha fazlası biçimleri, ölçüleri ya da beden ağırlıklarından memnun değildir. Bu takıntılar, genç nüfus arasında bile oldukça yaygındır. Birçok durumda, insanlar kendilerini diğerlerinin onları gördüklerinden çok daha kötü durumda görürler. Bu konuyla ilgili ne yapabiliriz?
Vücut ağırlığı yaşam boyu sabit midir?
Doktorun muayenehanesinin duvarında asılı bulunan ya da bir kitapta gösterilen grafiğe dayalı sabit bir vücut ağırlığına odaklanan birçok insan vardır. Bazıları, bu sayıların sabit olduğuna ve bir yetişkinin kilosunun yaşamı boyunca değişmemesi gerektiğine inanır. Yirmili yaşlardaki vücut ağırlıklarının otuzlu, kırklı ve daha sonraki yaşlarda değişmeden kalması gerektiğini düşünürler.
Sabit bir sayıya odaklanmak, vücut ağırlığı ile ilgili yaşam boyu devam edebilecek olan takıntıları geliştirmenin ilk adımı olabilir. Çoğu kez insanlar, evlendikleri zaman ya da çocuk sahibi olmadan önce hangi kiloda oldukları üzerinde dururlar. (Bu rakamları açık bir biçimde hatırlayabilmemiz tuhaf değil mi?) Bu takıntı, yaşamınızı ele geçirebilir, sağlıkla ilgili sorunlara ya da depresyona yol açabilir ve sizin genel sağlığınızı olumsuz etkileyebilir.
İdeal olana kim karar verir?
Bir kişinin “ideal” ağırlığını belirleyen eski ölçümler, bir sigorta şirketinin oluşturduğu boy/ağırlık şemasını temel alıyordu. Çizelgeler, en uzun ömürlü sigortalı kişilerin boy ve ağırlık oranlarını temel alarak oluşturulmuştu. Genellikle biri, on dokuz yirmi dört yaş arasındakiler ve diğeri, otuz beş yaş ve daha yaşlı olanlar için iki şema kullanılırdı. İnsanlar, bu şemalardan boy ve yaşlarına bakarlardı. Şemalar, kişinin “ideal” olduğu otta noktaya düşmesi gereken aralığı verirdi.
Yıllar geçtikçe boy/ağırlık şema ölçümlerini belirleyen sağlık araştırmacıları ve beslenme uzmanları, bu ölçümlerin olması gerektiği gibi doğru olmadığını fark ettiler ve bu sayılar, yağ dağılımını içeren en uygun beden kompozisyonunu göz önünde bulundurmuyordu. Birçok insan, şemadaki sayılara çok güveniyordu ancak gerçekte bu sayılar her zaman bir bütün olarak nüfusumuzun en iyi ölçümü değildi.