Anne olmadan önce, henüz anne baba olmuş bir arkadaşınızla görüştünüz mü? Bebekleri ile ilgili olmayan her hangi bir konuda konuşamadıklarını fark ettiniz mi? Yalnızca yemeğini yiyip, altını ıslatan ve durmadan mızmızlanan minicik bir varlığın, yetişkin insanların hayatlarını nasıl ele geçirebildiğine şaştığınızı hatırlıyor musunuz?
Sanırım artık şaşmıyorsunuzdur.
Yeni bir bebekle, oldukça yoğun geçecek olan bir deneyime ilk adımınızı atmış bulunuyorsunuz. Eğlenceli olduğu kadar ürkütücü de gelebilir. Her şeyden önce tüm enerjinizin bebeğinize aktarılacağı bir dönemdir. İşi yaparak öğrenmek söz konusudur ve fazla mesailere her daim açık olmak. Yapmanız gereken her şeyi eksiksiz yapmak istersiniz. Ve bunu profesyonel olmak adına değil, içinizden gelen ve daha önce tanışmadığınız bir sesin emrinde yaparsınız.
Anne olduğunuz ilk zamanlarda tecrübe ettiğiniz duygusal değişimler hayli yoğundur. Bebeğinize karşı hissettiğiniz şey, daha önceden kendinizce tanımladığınız anne sevgisinden farklı olsa da çok şiddetlidir. Benliğiniz anneliğinizle bütünleşir ve kendinizde daha önce hiç fark etmediğiniz yeni şeyler keşfetmeye başlarsınız.
Hissettikleriniz neden mi bu kadar yoğun? Çünkü şimdi kucağınızda tutuyor olduğunuz bebeğiniz, kısa bir süre öncesine kadar sizin bedeninizin içindeydi. Bu sebeple içten içe sizin ve bebeğinizin tek bir varlık olduğu hissine kapılabilirsiniz. Eğer bebeğiniz huzursuzsa, siz de huzursuz hissedersiniz. Minik kaslarını gerdiğinde, farkında olmadan siz de aynını yaparsınız. Bu hâlâ duygularınızı paylaştığınızın göstergesidir. Aynı şey bebeğiniz için de geçerlidir. Hatta bu durum onda daha uzun sürer. Sizden ayrı bir birey olduğunu anlaması birkaç ayını alabilir.
Anneliğinizin, şu an hatırlayamadığınız (muhtemelen bilinçaltınızın derinliklerinde varlığını sürdüren) bebekliğiniz ve annenizle yakından ilişkisi olduğu bir gerçek. Bebekliğinizde sizin de tecrübe ettiğiniz korku ve yalnız kalma endişeşi gibi çeşitli duygular, şimdi bebeğiniz kuca-ğmızdayken tam bir yetişkin gibi ve olduğunuz gibi düşünmenizi engeller. Bu sayede kendinizde daha önce fark edemediğiniz bir empati gücünü keşfedersiniz.
Eğer bebekliğinizde anneniz ona ihtiyacınız olduğunda yanınıza gelmekte hep gecikmişse, bebeğiniz ağladığında hemen kendinizi onun yanında buluverirsiniz. Hatta buna gerek bile kalmaz, çünkü onu neredeyse hiç yalnız bırakmazsınız. Bu bebeğiniz her huzursuzlaştığrada iyi bir anne olamadığınızı düşünüp vicdan azabı çekmenize bile sebep olabilir. Bu nişlerinizi dengelemenin yolunu bulmakta fayda var. Bebeğinizin ihtiyaçlarını kelimelerle ifade edemiyor olduğunu aklınızdan hiç çıkarmayın.
Anneliğe yeni adım attığınız ilk dönemlerde, enerjinizi ne kendinize, ne de bebeğinize yönlendirmenize fırsat vermeyecek başka streslerle de karşı karşıya kalabilirsiniz. Evliliğinizle ilgili problemler, annenizin ya da kayınvalidenizin anneliğinizle ilgili bitmek bilmeyen eleştirileri, maddi sıkıntılar ya da yeni hayatınıza uyum sağlamakta yaşadığınız güçlükler, sizi yıldırarak ruhsal dengenizi bozup annelik nişlerinizi olumsuz etkileyebilir. Çünkü kendinizi iyi hissetmediğinizde bebeğinize de gereken alakayı gösteremezsiniz. Kısa bir dönem için bile olsa, enerji nizi tüketen kaygılarınızı bir kenara itip, bebeğiniz ve kendiniz için huzurlu bir ortam yaratmaya çalışmanızı şiddetle tavsiye ederim.
Her şeye eskiden olduğundan daha fazla mı kafayı takıyorsunuz? Bunu üstesinden gelinemeyecek bir problem olarak görmeyin. Bebeğinize ve büründüğünüz yeni anne rolüne alışma evresindesiniz. Toz almak gibi basit bir eylem bile gözünüzde büyüyor olabilir bu dönemde. Öyleyse bırakın salonunuz tozlu kalsın, anneniz ya da en yakın arkadaşlarınız ne güne duruyor? Ayşe Hanım’in sizin anneliğiniz hakkında düşündükleri umurunuzda bile olmasın. Enerjinizi canınızı sıkan gereksiz şeylere değil, bebeğinize harcamanız gereken bir dönemdesiniz.
İster tutmuş olduğunuz yardımcı, ister anneniz olsun, bebeğiniz doğduğunda iş bölümünü iyi ayarlamalısınız. Bebeğin bakımı ile asıl ilgilenmesi gereken kişinin siz olduğunu onlar da bilmeli. Onların yapacağı tek şey, sizi bebeğinizle ilgilenmekten alıkoyan şeylerin üstesinden gelmek. Bebek görmeye gelip, bekledikleri hizmeti göremeyen akraba ve komşuların gereksiz eleştirileri yeni annelerin canını sıkar. Size yardım eden kişinin ya da eşinizin bu konuda çok hassas olması gerektiğini bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Siz siz olun, sizi bebeğinizden alıkoyacak hiç bir olumsuzluğa takılıp kalmayın.
Çoğunlukla kendilerini bebeklerinin ihtiyaçlarına adayan yeni anneler, kendi ihtiyaçlarını görmezden gelirler. Sekiz çocuk annesi olan, tecrübeli hemşire eşim Martha bile bu konudaki engin bilgisine rağmen diğer tüm anneler gibi her seferinde ayni hataya düşmüştür. İlgili bir baba ve eş olarak Martha ‘ya bebeklerimizin en çok ihtiyaç duyduğu şeyin sağlıklı ve mutlu bir anne olduğunu her fırsatta hatırlattım. Bebeğinize vereceğiniz en kıymetli hediyenin gülen ve mutlu bir yüz olacağını aklınızdan çıkarmayın.
Bebeğinizin varlığınıza en çok ihtiyaç duyduğu dönemdesiniz şu an. Onun yenisi olduğu bu dünyada kendini bağlı hissettiği, sesine, kokusuna ve davramşianna aşina olduğu tek kişi sizsiniz. Onun ihtiyaç duyduğu güven duygusunun tek kaynağı olduğunuz bir gerçek. Eşiniz bile bebeğinizin dünyaya gözlerini açtığı ilk zamanlarda, sizin yerinizi geçici bir süreliğine de olsa dolduramaz. Bu başlangıçta hakkı ile yerine getirebileceğinizden şüphe ettiğiniz bir sorumluluk gibi görünebilir. Uyurken bile kulağınızın onda olması, gün içinde hep yanında durmak ve zamanınızın çoğunu onu beslemeye adamanız Yirmi dört saat iş başı yapmak. Hep hayalini kurduğunuz kariyeriniz için bile bu kadarı fazla öyle değil mi? Hiç bir patron size bu kadar iş yükümlülüğü veremez.
Zaman zaman bu yükümlülüklerin altında ezildiğinizi hisseder gibi olacaksınız. Bu çok normal. Tüm yeni annelere, bebeklerine bakabilecekleri birilerini bulduklannda, kısa molalar vermelerini tavsiye ediyorum. Kendilerini daha canlı hissetmelerini sağlayacak ılık bir duş, kısa bir yürüyüş oldukça faydalı olabilir. Ancak bu molaları kısa tutmanızın siz ve bebeğiniz için daha avantajlı olacağını aklınızdan çıkarmayın. Emin olun fiziksel ve ruhsal yorgunluğunuzu üzerinizden atmaya yarayacak başlıca şey, bebeğinizle geçirdiğiniz vakittir. Onu emzirmek, kucağınıza almak, birlikte şekerleme yapmak annelik becerilerinizi ve aranızdaki bağı güçlendirir. Her gün bebeğinizin verdiği birbirinden farklı ipuçlarını öğrenmek, size kendinizi iyi hissettirecektir.
Bebeğinizin tüm sorumluluğunu üstlenmeniz, onun sizden bağımsız atacağı adımın geldiği zamanı daha iyi anlamanızı, hatta hissetmenizi sağlayacaktır. Bir yandan daima kurmakta olduğunuz empatinizi kaybetmek istemiyorsunuz. Diğer yandan, onun gözünde açlığını gideren bir nesneye dönüştüğünüzü hissetmek sizi rahatsız ediyor. Telaş yapmanıza gerek yok. Onun sunduğu ipuçlarını yakalayıp, sebatla verdiğiniz yanıtlar aranızdaki ilişkiyi istediğiniz şekle büründürecektir.
Hayata gözlerini açtıktan sonraki ilk birkaç haftasında hep bebeğinizle birlikte olmak, yalnızca bebeğinizin size güvenmesini sağlamakla kalmayıp, sizin de kendinize bir anne olarak itimat etmenize sebep olacaktır. Aynı zamanda, değişen hayatınıza daha kolay adapte olmanızı sağlayacak olup, etrafınızdaki olumsuzluklara kulak asmamanızı öğreteceğinden, ilerleyen aylarda bir uzman anne olarak daha rahat edeceksiniz.