Şişmanlığın tarifi ve sebepleri

Şişmanlığın tarifi ve sebepleri

Şişmanlık vücutta aşırı yağ toplaması sonucu vücut ağırlığının art­ması demektir. Muhtelif ideal kilo cetvelleri vardır. Kilonun ideal ki­loyu % 10 geçmesi halinde şişmanlık sınırına gelinmiş ...

Şişmanlığın tarifi ve sebepleri

Şişmanlık vücutta aşırı yağ toplaması sonucu vücut ağırlığının art­ması demektir. Muhtelif ideal kilo cetvelleri vardır. Kilonun ideal ki­loyu % 10 geçmesi halinde şişmanlık sınırına gelinmiş ...

Şişmanlığın tarifi ve sebepleri
28 2009 - 16:01

Şişmanlık vücutta aşırı yağ toplaması sonucu vücut ağırlığının art­ması demektir. Muhtelif ideal kilo cetvelleri vardır. Kilonun ideal ki­loyu % 10 geçmesi halinde şişmanlık sınırına gelinmiş demektir. Alı­nan enerjinin harcanandan arta kalanı yağ depolarında birikir. Bu bi­rikim özellikle deri altında olur.

Normal şartlarda organizmaya yetecek kadar yemek yenir. Böy­lelikle senelerce aynı kilolarda kalınır. Gelişen teknoloji, otomobil,apartman hayatı, asansör, telefon ve televizyon gibi konfor vasıtalarının kullanımı arttıkça enerji sarf edilmesi azalır. İşlerimizi çoğun­lukla bir düğmeye basarak yapı­yoruz. En yakın mesafelere bile yürümeyip araçlarımızla gidiyoruz. Buna karşılık enerji alımımızı arttırıyoruz. Enerji alımı artıp, harcama­mız azalınca şişmanlık kapımızı çalıyor.

Şişmanlığın çeşitli sebepleri var. Bunların hepsinde ortak meka­nizma; kötü ve aşırı beslenme diyebiliriz. Şişmanlığın başlıca sebep­lerini şu şekilde sıralayabiliriz :

Harcadığımızdan çok enerji almamız .
Kötü beslenme alışkanlıkları
Ailevî yatkınlık (Genetik)
Hormon hastalıkları; tiroid bezinin az çalışması (hipotiroidi)
Beyindeki iştah merkezinin bozulması sonucu doyma hissinin kaybolması ve bu­na bağlı aşırı yeme
Gebelik
Hareketsizlik, . Psikolojik rahatsızlıklar
Sigarayı bırakma
Bazı ilaçlar
Ailenin beslenme tarzı, gelenek ve görenekler
Aşırı alkol tüketimi: Alkol, şişmanlık, ailevî problemler ve trafik kazalarının önemli bir sebebidir.

Dünya şişmanlıyor
Şişmanlık, bütün dünyada önemli bir sağlık sorunu. Uzmanlar Avrupa’da aşırı şişmanlığın “sinsi salgın” haline geldiğini ifade ediyorlar. Şişmanlıkla beraber şeker, tansiyon, kalp ve damar hastalıklarında da büyük artış gözleniyor. Araştırmaya göre Av­rupa ülkelerinde aşırı şişmanlık oranlarını şöyle sıralayabiliriz.

Kadınlar; Rusya %27.5, Çek Cumhuriyeti % 20.5, İngiltere % 20, Almanya % 19.3, Fransa %10.5, Hollanda %9.3, Danimarka % 9.
Erkekler; Finlandiya % 19, Belçika % 12.1, İskoçya % 15.9, İspanya % 11.5, Almanya % 17.2, İngiltere % 17, Fransa % 9.6, Hollanda % 9.

Şişmanlık ABD’de büyük bir sorun. Amerikan Milli Kalp, Akci­ğer ve Kalp Enstitüsü tarafından yapılan bir çalışmaya göre de Amerikalıların % 551 kilolu. 19601ı yıllarda nüfusun % 13′ü aşırı şişmanken bugün % 22.5′e çıkmıştır. Yetkili­ler buna sebep olarak Ame­rikan halkının daha fazla yediğini ve daha az hareket ettiğini söylüyorlar. Günü­müzde şişmanlık hızla yayılıyor. 19.yy’da oburca beslenen zengin ve üst tabaka insanlarının sorunu olan şişmanlık, şimdi daha çok alt gelir grup­larının sorunu haline gelmiştir. Bunun sebebi şeker ve fabrikas­yon gıdaların aşırı tüketimidir.

Geçmişte insanlar doğal gıda­larla beslenirdi. Margarin de­ğil, tereyağı ve zeytinyağı gibi tabryağlar az miktarda tüketiirdi. Ekmek işlenmemiş (tam) tahıl ve undan yapılırdı. Herkes kendi bahçesinde yetiştirdiği hor­monsuz sebze ve meyvelerden yerdi.

Arılar balı şekerden değil tabiattaki çiçeklerden yaparlardı. Kuru kayısı, ku­ru fındık, ceviz gibi lifli ve doymamış yağ içeren gıdalar bolca yenirdi. Beyaz un ve şekerden yapılmış tatlılar pek bi­linmezdi. Evler bahçeli ve genişti. En yakın mesafelere bile arabayla değil yürüyerek giderlerdi. Trafik, iş stresi, geçim derdi, yoğun çalışma temposu olmadığı için, yemeklerini ayaküstü atıştırarak değil huzurlu bir ortamda oturarak yerlerdi. Bu yüzdende şiş­manlık pek görülmezdi.

Hanımlar daha şişman
Hanımlar erkeklere göre daha şişman. Bunun pek çok sebebi var.
Başlıcalannı şu şekilde sıralayabiliriz :
Hamilelik döneminde ortalama 12-15 kg. alınır. Bunun sebebi beslenme düzeninin değişmesi, hareketsizlik ve hormonsal et­kilerin farklılaşmasıdır.
Dişilik hormonunun (östrojen) şişmanlatıcı özelliği vardır.
Bedensel faaliyetlerde erkeklere göre daha az aktiftirler.
Buluşmalarda pasta, börek, kek gibi gıdaların aşırı yenmesi.

Çocuklarda şişmanlık
Şişmanlık sadece ye­tişkinlerin değil, tüm dünyada çocuklarımızın da başta gelen sorunlarından biri olmuştur. ABD’de yapılan araştır­malarda, 6-17 yaş grubundaki çocuklarda normalden fazla kilolu olanların sayısının 11 milvon olduou tesoit edilmiştir. Yetişkinler arasında uygulanan diyetlerle şişman insanların sayısı, 30 yıl içinde % 15 azalmışken; çocuklarda % 54 artış meyda­na gelmiştir. Şişman çocukların, kolesterol oranlarının, tansiyonları­nın ve kalp atışlarının normalin üzerinde olduğu görülmüştür.

Uzmanlar, çocukların şişmanlamasında temel sebep olarak tele­vizyonu görmektedirler. Haftada ortalama 25 saat televizyon seyre­den çocuklar bu saatler içinde, çoğunlukla farkına varmadan, şeke­ri, yag ve kalori miktarı yüksek, tatlı cips, hamburger, sosisli sand­viç gibi yiyecekler tüketmektedirler.

Florida’da çalışan çocuk dok­toru John Monaco şöyle diyor: “Son 20-30 yılda öyle bir kültür oldu ki, doğru dürüst beslen­mek yerine, bize ne kolay gelir­se onu yiyoruz. Gittikçe daha çok, daha çok yiyoruz. Ama bu yediğimiz şeyler gerçek besin değil. Kimyasal maddelerle, ko­ruyucularla, besin değeri olma­yan katkı öğeleriyle dolu şey­ler.

Bir başka faktör de, fiziksel aktivite eksikliği: “Çocuklar za­manlarının büyük kısmını tele­vizyon, bilgisayar ve atari oyunlarıyla geçiriyorlar. Halbuki organize spor faaliyetleri için, bugün eskiye göre çok daha fazla imkan var. Eskiden çocuklar bisiklete biner, kovalamaca oynar, koşturup durur­lardı. Günümüzün çocuklarını da aktiviteye yöneltmeliyiz.”

Hangi çocuklar şişmandır?
Çocuk, kendi yaş ve boy ortalamasından % 20 daha ağır ise şiş­man sayılır. Beş yaşından küçük çocuklarda şişkin, yuvarlak bir karın, tombul yanaklı yüz gayet normaldir. Bu sebeple, bu çocuklarda he­nüz şişmanlıktan bahsedilmez.

Çocuklardaki şişmanlığın temel sebebi, yanlış beslenme alışkanlık­ları ve anne babanın fazla beslenmesidir. Çünkü, kendisi aşırı besle­nen aileler çocuklarmdaki kilo problemini genellikle görmezler. Stres ve can sıkıntısı, büyüklerde olduğu gibi çocuklarda da kilo almaya se­bep olabilir. Ayrıca, kalıtsal özellikler ve hormonal bozukluklar da şiş­manlığın sebeplerindendir. Bunların tespit edilmesi için birtakım tet­kikler yapılması gerekir.

Şişmanlığın temelleri bebeklikte atılır
Erişkin yaş grubunda şişman olanların % 80′inin ergenlik yıllarında da şişman olduğu­nu ve benzer şekilde ergenlik yaş grubunda şişman olanların, erken çocukluk yıllarında da böyle olduğunu yapılan araştırmalar ortaya koymaktadır.

Bu yüzden süt çocukluğu döneminde, şiş­manlığın en önemli koruyucusu olan anne sü­tü ile bes­lenmeden vazgeçme­melidir. Bebek 6 aylıkken ek gıdalara başlanmalıdır.

Çocuklardaki şişmanlığı mahzurları
Daha küçük yaşlarda biçimsiz bir vücuda sahip olmak, sadece fi­ziksel değil, psikolojik bazı olum­suzluklara da sebep olur.

Çocuğun Okuldaki başarısı dü­şebilir, kabiliyetleri körelebilir. Ya­pılan araştırmalar, vücudu şeklen düzgün ve sağlıklı olan kişilerin olumlu kişilik özelliklerini güçlen­dirdiğini, .daha sistematik düşün­düklerini, problem çözmede daha başarılı olduklarını ortaya koy­muştur.

Çocuklardaki şişmanlığı önlemek için anne-babalara düşen görevler
Çocuklarının kilo alarak hem fi­ziksel hem de ruhsal yapılarının bozulmasını istemeyen anne-babaların şu hususlara dikkat etmeleri gerekir: Çocuk beslenmesinde kahvaltı­nın önemi büyüktür. Güne iyi bir kahvaltı ile başlayan çocuk­ların okulda daha başarılı ol­dukları ve abur cubura rağbet etmedikleri tespit edilmiştir. Kahvaltıda taze meyve suyu ve­ya süt, peynir, yumurta, kepeği alınmamış ekmek yemesi çok faydalıdır. Hızlı yemek, alınan miktarı etkileyeceğinden dolayı, çocuğu daha erken kaldırarak ona rahat kahvaltı edeceği süre verilmelidir.

Çocuğumuzun kilo kaybetmesi için özel bir rejim uygulamak doğru değildir. Kilolarını birkaç yıl koruyabilirlere, boyları uza­yacağı için vücutlarındaki fazla yağlardan kurtulmuş olacaklar­dır. Çocuklarımızın kilo alması­nın en önemli sebebi abur cu­bura olan düşkünlükleridir. Bu tür şeylerden uzak durmalarını sağlamak için, bunları evde bu­lundurmamamız gerekir.

Cips, çikolatalı süt, dondurma gibi yiyecekler yerine, meyve, taze meyve suyu, yoğurt, fındık, ceviz gibi şeyler yemelerini sağlayalım.
Kilolarını kontrol edebilmek için, haftada en az bir kere tar­talım.
Kola, hamburger, şekerlemeler, cipsler, kutu meyve suları, kurabiye, pasta, kek gibi gıdalardan uzak durmalarını sağla­yalım.
Akşam yemeğini, hafif ve olabildiğince erken bir saatte (me­sela 18.00) yemelerini sağlamalıyız.
Televizyon seyrettikleri odada abur cubur yerine taze meyve­ler bulunduralım.
Yemek yerken onlarla birlikte oturun ve güzel şeylerden bah­sedin. Yemek yerken başka şeylerle meşgul olmak da farkın­da olmadan fazla yemeye sebep olabilir. Buna dikkat etmek gerekir.
Anne-baba yemek konusunda çocuklarına örnek olmalıdır. Kendileri tatlı, çikolata, dondur­ma yerken çocuğuna bunları yasaklamak etkili bir yöntem değildir. Tüm ailenin kilolu olan ferde destek olması gerekir. Ai­lece yapılan yürüyüşler çok fay­dalıdır.
Çocuklar tabaklarındaki yemeği
bitirmek için zorlanmamalıdır. Tabakta yemek bırakmasını is­temiyorsak fazla yemek koyma­malıyız.
Çocuğumuz yemek yerken sigara içmeyelim.
Yiyeceği bir ödül veya teselli aracı olarak görmeyelim. Bu tür davranışlar, zamanla yer eder ve doğru beslenme alışkanlığı kazanmasına engel olur.
Yiyecekleri, kızartma yerine, ızgara veya haşlama şeklinde pişirelim.
Bebeklere muhakkak anne sütü verelim.
Araştırmalar, bebeklik­lerinde anne sütü ile beslenen­lerin mamayla beslenenlere oranla, şişmanlık tehlikesiyle daha az karşılaştıklarını göster­mektedir.
Çocuklarımızı bol harekete teş­vik edelim, birlikte oyun oy­nayalım; bir spor dalıyla aktif olarak ilgilenmelerini sağ­layalım.

İdeal kilonun hesaplanması
Kilo durumumuzu değerlendirmenin pek çok yolu var. Par­maklarınızla içi yağ dolu derilerinizi tutabiliyor musunuz? Asıl test; dürüstlükle aynaya bakabilmektir. Bırakın en iyi hakem gözleriniz ve elleriniz olsun. Vücudunuzda fazla yağ varsa bu­nu görecek ve hissedeceksiniz.

Şişmanlık durumunu değerlendirmek için aşağıdaki metodlar kullanılır:
Boyu kilo olarak söylemek, örneğin 1.78 boyu olan bir erkek için 78 kg, şişmanlığın başlangıcıdır. Kadınlarda bundan 3 çıkarılarak elde edilen 75 rakamı şişmanlık sınırıdır.
Bir diğer metot boydan 150 çıkarıp 4′e bölmek ve elde edilen rakamı boydan çıkarmaktır. 178-150-28 28 /4 -7 178 -7 =171
Bu rakamdan 100 çıkarılır. 171 – 100 = 71 kg. Bu metoda göre 1.78 boyundaki bir erkeğin ideal kilosu 71 kg. olmalı. Hanımların ideal kilosu ise yukarıdaki sonuçtan 3 çıkarılarak elde edilir. Yani 71 -.3 – 68 kg’dır.
Boy, cinsiyet ve kemik yapısına göre hazırlanmış ideal kilo cetvelleri kul­lanılabilir. Bu listelerden ideal kilomu­zu buluruz. Elde edilen rakamın %10 eksik ve fazlası normal kabul edilir.
Beden Kitle Endeksi (BKE) ; En son gelişti­rilen ve en çok kullanı­lan metoddur. Bilim çevrelerince BKE öne­rilir. BKE ile şişmanlı­ğın derecelendirmesi
yapılıp sağlık açısın­dan riskler ortaya konmaktadır.
“BKE = Ağırlık (kg) / Boy (m)
BKE 20-25 arasında olan kişiler, kilo bakı­mından normal kabul edilir. Sağlık riskleri yoktur.
BKE 25-30 arasın­daki insanlar toplu, balık eti kıvamındadeğerlendirilir. Yiye­ceklerine dikkat ederek zayıflayabilirler.
BKE 30-40 arasındaki insanlar şişmandır. Sağlık bakımından
ciddi riskler taşırlar. Çabuk yorulurlar, egzersize karşı dayanıksızdırlar Dikkatlice zayıflamaları şarttır.
BKE 40′dan fazla olanlar OBEZ dediğimiz aşsrı şişman insanlardır. Genellikle ruhsal sıkıntıları da vardır. Bu kişiler doktor kontrolünde sıkı bir takiple ve hastane şartlarında zayıf­lamayıdırlar.

Şişmanlığın mahzurları
Şişmanlığın risk ve mahzurlarını şöyle sıralayabiliriz :
Şişmanlık psikolojik açıdan insanı olumsuz etkiler. Kendi­ne güvensizlik, toplumdan kaçma gibi psikolojik ve sos­yal sorunlara sık rastlanır. Şişmanlar estetik ve görünüm açısından sıkıntılıdırlar.
Şişmanlar solunum güçlüğü çekerler. Solunum sistemi yağlardan olumsuz etkilenir.
Şişmanlarda kemik ve adale yapılarına yüklenme oldu­ğundan çeşitli hastalıklar ortaya çıkar. Düz tabanlık, diz ve kalça kemiklerinde artrozlar, varis ve damar hastalık­ları, karın bölgesinde fıtık gibi hastalıklar şişmanlarda daha yaygındır.
Şişmanlarda ev, iş ve sokak kazaları daha fazla görülür.
Şeker hastalığı, gut, damar sertliği (ateroskleroz) gibi hastalıklar şişmanlıkta daha kolay ortaya çıkar.
Koroner yetmezliği, kalp yetersizliği şişmanlarda ciddi sıkıntılardır.
Deri altı yağ dokusunun artmasına bağlı, enfeksiyon ve ayak mantarları şişmanların önemli sıkıntılarındandır.
Safra taşları daha sıktır.
Şişman hanımlarda adet bozuklukları ve kısırlık, erkekler­de iktidarsızlık ciddi sağlık sorunlarıdır.
Hipertansiyon şişmanlarda hayatr riskler oluşturabilir.
Horlamanın en önemli sebebi şişmanlıktır.
Zayıfladıkça horlama azalır. Uyku apne hastalığı olarak bilinen uy­kuda nefessiz kalmada önemli bir faktör de yine şişman­lıktır.

Şişmanlığın mekanizması
Kan şekeri açlık halinde % 90-120 arasında sabit kalır. Alı­nan gıdalarda karbonhidrat mik­tarı yüksekse kan şekeri de yük­selir. Buna bağlı olarak pankre­astan ensülin hormonu salgıla­nır. Ensülin kan şekerini tekrar norma! seviyesine düşürür. Ensü­lin etkisi ile kan şekerinin (gliko­zun) bir kısmı dokularda enerji kaynağı olarak kullanılır. Bir kıs­mı karaciğerde glikojene dönüşerek kaslarda tutulur, da yağ olarak depolanır.

Ayrıca pankreastan salçnlanan bir hormon olan çjlukooon en­sülinin zıddı etki yaparak kan şekerini yükseltir. Ensülin ve glukagonun etkisiyle kan şekeri belirli sınırlarda tutulur. Bununla beraber böbrek üstü bezinden salgılanan kortizon ve beyinden salgılanan bü­yüme hormonu da kan şekerinin ayarlanmasında etkili olurlar.

Şeker ve ürünleri fazla alındığı takdirde kan şekeri yükselmekte, organizmamız bu fazlalığı yağa çevirip depolamaktadır. Glikozun bir kısmı da kaslarda glikojen olarak birikir.

Kan glikoz (şeker) se­viyesi alınan gıdanın özel­liğine göre değişiklik gös­terir. Bazı gıdalar şekeri hızlı ve fazla yükseltir­ken, bazı gıdalar da ya­vaş ve az yükseltir.

Glisemik endeks bir gı­danın kan şekerini yük­seltme özelliğini ifade eder. Gıdalar kan şekeri­ni yükseltme özelliğine göre de tasnif edilebilirler. Glikozun kan şekerini yükseltme hızı öl­çü alınarak gıdaların glisemik endeksi belirlenir. Glisemik endeksi yüksek gıdalarla beslenenlerde şişmanlık daha kolay ortaya çıkar.


3064 .

  • 0
x