Şişmanlık vücutta aşırı yağ toplaması sonucu vücut ağırlığının artması demektir. Muhtelif ideal kilo cetvelleri vardır. Kilonun ideal kiloyu % 10 geçmesi halinde şişmanlık sınırına gelinmiş demektir. Alınan enerjinin harcanandan arta kalanı yağ depolarında birikir. Bu birikim özellikle deri altında olur.
Normal şartlarda organizmaya yetecek kadar yemek yenir. Böylelikle senelerce aynı kilolarda kalınır. Gelişen teknoloji, otomobil,apartman hayatı, asansör, telefon ve televizyon gibi konfor vasıtalarının kullanımı arttıkça enerji sarf edilmesi azalır. İşlerimizi çoğunlukla bir düğmeye basarak yapıyoruz. En yakın mesafelere bile yürümeyip araçlarımızla gidiyoruz. Buna karşılık enerji alımımızı arttırıyoruz. Enerji alımı artıp, harcamamız azalınca şişmanlık kapımızı çalıyor.
Şişmanlığın çeşitli sebepleri var. Bunların hepsinde ortak mekanizma; kötü ve aşırı beslenme diyebiliriz. Şişmanlığın başlıca sebeplerini şu şekilde sıralayabiliriz :
Harcadığımızdan çok enerji almamız .
Kötü beslenme alışkanlıkları
Ailevî yatkınlık (Genetik)
Hormon hastalıkları; tiroid bezinin az çalışması (hipotiroidi)
Beyindeki iştah merkezinin bozulması sonucu doyma hissinin kaybolması ve buna bağlı aşırı yeme
Gebelik
Hareketsizlik, . Psikolojik rahatsızlıklar
Sigarayı bırakma
Bazı ilaçlar
Ailenin beslenme tarzı, gelenek ve görenekler
Aşırı alkol tüketimi: Alkol, şişmanlık, ailevî problemler ve trafik kazalarının önemli bir sebebidir.
Dünya şişmanlıyor
Şişmanlık, bütün dünyada önemli bir sağlık sorunu. Uzmanlar Avrupa’da aşırı şişmanlığın “sinsi salgın” haline geldiğini ifade ediyorlar. Şişmanlıkla beraber şeker, tansiyon, kalp ve damar hastalıklarında da büyük artış gözleniyor. Araştırmaya göre Avrupa ülkelerinde aşırı şişmanlık oranlarını şöyle sıralayabiliriz.
Kadınlar; Rusya %27.5, Çek Cumhuriyeti % 20.5, İngiltere % 20, Almanya % 19.3, Fransa %10.5, Hollanda %9.3, Danimarka % 9.
Erkekler; Finlandiya % 19, Belçika % 12.1, İskoçya % 15.9, İspanya % 11.5, Almanya % 17.2, İngiltere % 17, Fransa % 9.6, Hollanda % 9.
Şişmanlık ABD’de büyük bir sorun. Amerikan Milli Kalp, Akciğer ve Kalp Enstitüsü tarafından yapılan bir çalışmaya göre de Amerikalıların % 551 kilolu. 19601ı yıllarda nüfusun % 13′ü aşırı şişmanken bugün % 22.5′e çıkmıştır. Yetkililer buna sebep olarak Amerikan halkının daha fazla yediğini ve daha az hareket ettiğini söylüyorlar. Günümüzde şişmanlık hızla yayılıyor. 19.yy’da oburca beslenen zengin ve üst tabaka insanlarının sorunu olan şişmanlık, şimdi daha çok alt gelir gruplarının sorunu haline gelmiştir. Bunun sebebi şeker ve fabrikasyon gıdaların aşırı tüketimidir.
Geçmişte insanlar doğal gıdalarla beslenirdi. Margarin değil, tereyağı ve zeytinyağı gibi tabryağlar az miktarda tüketiirdi. Ekmek işlenmemiş (tam) tahıl ve undan yapılırdı. Herkes kendi bahçesinde yetiştirdiği hormonsuz sebze ve meyvelerden yerdi.
Arılar balı şekerden değil tabiattaki çiçeklerden yaparlardı. Kuru kayısı, kuru fındık, ceviz gibi lifli ve doymamış yağ içeren gıdalar bolca yenirdi. Beyaz un ve şekerden yapılmış tatlılar pek bilinmezdi. Evler bahçeli ve genişti. En yakın mesafelere bile arabayla değil yürüyerek giderlerdi. Trafik, iş stresi, geçim derdi, yoğun çalışma temposu olmadığı için, yemeklerini ayaküstü atıştırarak değil huzurlu bir ortamda oturarak yerlerdi. Bu yüzdende şişmanlık pek görülmezdi.
Hanımlar daha şişman
Hanımlar erkeklere göre daha şişman. Bunun pek çok sebebi var.
Başlıcalannı şu şekilde sıralayabiliriz :
Hamilelik döneminde ortalama 12-15 kg. alınır. Bunun sebebi beslenme düzeninin değişmesi, hareketsizlik ve hormonsal etkilerin farklılaşmasıdır.
Dişilik hormonunun (östrojen) şişmanlatıcı özelliği vardır.
Bedensel faaliyetlerde erkeklere göre daha az aktiftirler.
Buluşmalarda pasta, börek, kek gibi gıdaların aşırı yenmesi.
Çocuklarda şişmanlık
Şişmanlık sadece yetişkinlerin değil, tüm dünyada çocuklarımızın da başta gelen sorunlarından biri olmuştur. ABD’de yapılan araştırmalarda, 6-17 yaş grubundaki çocuklarda normalden fazla kilolu olanların sayısının 11 milvon olduou tesoit edilmiştir. Yetişkinler arasında uygulanan diyetlerle şişman insanların sayısı, 30 yıl içinde % 15 azalmışken; çocuklarda % 54 artış meydana gelmiştir. Şişman çocukların, kolesterol oranlarının, tansiyonlarının ve kalp atışlarının normalin üzerinde olduğu görülmüştür.
Uzmanlar, çocukların şişmanlamasında temel sebep olarak televizyonu görmektedirler. Haftada ortalama 25 saat televizyon seyreden çocuklar bu saatler içinde, çoğunlukla farkına varmadan, şekeri, yag ve kalori miktarı yüksek, tatlı cips, hamburger, sosisli sandviç gibi yiyecekler tüketmektedirler.
Florida’da çalışan çocuk doktoru John Monaco şöyle diyor: “Son 20-30 yılda öyle bir kültür oldu ki, doğru dürüst beslenmek yerine, bize ne kolay gelirse onu yiyoruz. Gittikçe daha çok, daha çok yiyoruz. Ama bu yediğimiz şeyler gerçek besin değil. Kimyasal maddelerle, koruyucularla, besin değeri olmayan katkı öğeleriyle dolu şeyler.
Bir başka faktör de, fiziksel aktivite eksikliği: “Çocuklar zamanlarının büyük kısmını televizyon, bilgisayar ve atari oyunlarıyla geçiriyorlar. Halbuki organize spor faaliyetleri için, bugün eskiye göre çok daha fazla imkan var. Eskiden çocuklar bisiklete biner, kovalamaca oynar, koşturup dururlardı. Günümüzün çocuklarını da aktiviteye yöneltmeliyiz.”
Hangi çocuklar şişmandır?
Çocuk, kendi yaş ve boy ortalamasından % 20 daha ağır ise şişman sayılır. Beş yaşından küçük çocuklarda şişkin, yuvarlak bir karın, tombul yanaklı yüz gayet normaldir. Bu sebeple, bu çocuklarda henüz şişmanlıktan bahsedilmez.
Çocuklardaki şişmanlığın temel sebebi, yanlış beslenme alışkanlıkları ve anne babanın fazla beslenmesidir. Çünkü, kendisi aşırı beslenen aileler çocuklarmdaki kilo problemini genellikle görmezler. Stres ve can sıkıntısı, büyüklerde olduğu gibi çocuklarda da kilo almaya sebep olabilir. Ayrıca, kalıtsal özellikler ve hormonal bozukluklar da şişmanlığın sebeplerindendir. Bunların tespit edilmesi için birtakım tetkikler yapılması gerekir.
Şişmanlığın temelleri bebeklikte atılır
Erişkin yaş grubunda şişman olanların % 80′inin ergenlik yıllarında da şişman olduğunu ve benzer şekilde ergenlik yaş grubunda şişman olanların, erken çocukluk yıllarında da böyle olduğunu yapılan araştırmalar ortaya koymaktadır.
Bu yüzden süt çocukluğu döneminde, şişmanlığın en önemli koruyucusu olan anne sütü ile beslenmeden vazgeçmemelidir. Bebek 6 aylıkken ek gıdalara başlanmalıdır.
Çocuklardaki şişmanlığı mahzurları
Daha küçük yaşlarda biçimsiz bir vücuda sahip olmak, sadece fiziksel değil, psikolojik bazı olumsuzluklara da sebep olur.
Çocuğun Okuldaki başarısı düşebilir, kabiliyetleri körelebilir. Yapılan araştırmalar, vücudu şeklen düzgün ve sağlıklı olan kişilerin olumlu kişilik özelliklerini güçlendirdiğini, .daha sistematik düşündüklerini, problem çözmede daha başarılı olduklarını ortaya koymuştur.
Çocuklardaki şişmanlığı önlemek için anne-babalara düşen görevler
Çocuklarının kilo alarak hem fiziksel hem de ruhsal yapılarının bozulmasını istemeyen anne-babaların şu hususlara dikkat etmeleri gerekir: Çocuk beslenmesinde kahvaltının önemi büyüktür. Güne iyi bir kahvaltı ile başlayan çocukların okulda daha başarılı oldukları ve abur cubura rağbet etmedikleri tespit edilmiştir. Kahvaltıda taze meyve suyu veya süt, peynir, yumurta, kepeği alınmamış ekmek yemesi çok faydalıdır. Hızlı yemek, alınan miktarı etkileyeceğinden dolayı, çocuğu daha erken kaldırarak ona rahat kahvaltı edeceği süre verilmelidir.
Çocuğumuzun kilo kaybetmesi için özel bir rejim uygulamak doğru değildir. Kilolarını birkaç yıl koruyabilirlere, boyları uzayacağı için vücutlarındaki fazla yağlardan kurtulmuş olacaklardır. Çocuklarımızın kilo almasının en önemli sebebi abur cubura olan düşkünlükleridir. Bu tür şeylerden uzak durmalarını sağlamak için, bunları evde bulundurmamamız gerekir.
Cips, çikolatalı süt, dondurma gibi yiyecekler yerine, meyve, taze meyve suyu, yoğurt, fındık, ceviz gibi şeyler yemelerini sağlayalım.
Kilolarını kontrol edebilmek için, haftada en az bir kere tartalım.
Kola, hamburger, şekerlemeler, cipsler, kutu meyve suları, kurabiye, pasta, kek gibi gıdalardan uzak durmalarını sağlayalım.
Akşam yemeğini, hafif ve olabildiğince erken bir saatte (mesela 18.00) yemelerini sağlamalıyız.
Televizyon seyrettikleri odada abur cubur yerine taze meyveler bulunduralım.
Yemek yerken onlarla birlikte oturun ve güzel şeylerden bahsedin. Yemek yerken başka şeylerle meşgul olmak da farkında olmadan fazla yemeye sebep olabilir. Buna dikkat etmek gerekir.
Anne-baba yemek konusunda çocuklarına örnek olmalıdır. Kendileri tatlı, çikolata, dondurma yerken çocuğuna bunları yasaklamak etkili bir yöntem değildir. Tüm ailenin kilolu olan ferde destek olması gerekir. Ailece yapılan yürüyüşler çok faydalıdır.
Çocuklar tabaklarındaki yemeği
bitirmek için zorlanmamalıdır. Tabakta yemek bırakmasını istemiyorsak fazla yemek koymamalıyız.
Çocuğumuz yemek yerken sigara içmeyelim.
Yiyeceği bir ödül veya teselli aracı olarak görmeyelim. Bu tür davranışlar, zamanla yer eder ve doğru beslenme alışkanlığı kazanmasına engel olur.
Yiyecekleri, kızartma yerine, ızgara veya haşlama şeklinde pişirelim.
Bebeklere muhakkak anne sütü verelim.
Araştırmalar, bebekliklerinde anne sütü ile beslenenlerin mamayla beslenenlere oranla, şişmanlık tehlikesiyle daha az karşılaştıklarını göstermektedir.
Çocuklarımızı bol harekete teşvik edelim, birlikte oyun oynayalım; bir spor dalıyla aktif olarak ilgilenmelerini sağlayalım.
İdeal kilonun hesaplanması
Kilo durumumuzu değerlendirmenin pek çok yolu var. Parmaklarınızla içi yağ dolu derilerinizi tutabiliyor musunuz? Asıl test; dürüstlükle aynaya bakabilmektir. Bırakın en iyi hakem gözleriniz ve elleriniz olsun. Vücudunuzda fazla yağ varsa bunu görecek ve hissedeceksiniz.
Şişmanlık durumunu değerlendirmek için aşağıdaki metodlar kullanılır:
Boyu kilo olarak söylemek, örneğin 1.78 boyu olan bir erkek için 78 kg, şişmanlığın başlangıcıdır. Kadınlarda bundan 3 çıkarılarak elde edilen 75 rakamı şişmanlık sınırıdır.
Bir diğer metot boydan 150 çıkarıp 4′e bölmek ve elde edilen rakamı boydan çıkarmaktır. 178-150-28 28 /4 -7 178 -7 =171
Bu rakamdan 100 çıkarılır. 171 – 100 = 71 kg. Bu metoda göre 1.78 boyundaki bir erkeğin ideal kilosu 71 kg. olmalı. Hanımların ideal kilosu ise yukarıdaki sonuçtan 3 çıkarılarak elde edilir. Yani 71 -.3 – 68 kg’dır.
Boy, cinsiyet ve kemik yapısına göre hazırlanmış ideal kilo cetvelleri kullanılabilir. Bu listelerden ideal kilomuzu buluruz. Elde edilen rakamın %10 eksik ve fazlası normal kabul edilir.
Beden Kitle Endeksi (BKE) ; En son geliştirilen ve en çok kullanılan metoddur. Bilim çevrelerince BKE önerilir. BKE ile şişmanlığın derecelendirmesi
yapılıp sağlık açısından riskler ortaya konmaktadır.
“BKE = Ağırlık (kg) / Boy (m)
BKE 20-25 arasında olan kişiler, kilo bakımından normal kabul edilir. Sağlık riskleri yoktur.
BKE 25-30 arasındaki insanlar toplu, balık eti kıvamındadeğerlendirilir. Yiyeceklerine dikkat ederek zayıflayabilirler.
BKE 30-40 arasındaki insanlar şişmandır. Sağlık bakımından
ciddi riskler taşırlar. Çabuk yorulurlar, egzersize karşı dayanıksızdırlar Dikkatlice zayıflamaları şarttır.
BKE 40′dan fazla olanlar OBEZ dediğimiz aşsrı şişman insanlardır. Genellikle ruhsal sıkıntıları da vardır. Bu kişiler doktor kontrolünde sıkı bir takiple ve hastane şartlarında zayıflamayıdırlar.
Şişmanlığın mahzurları
Şişmanlığın risk ve mahzurlarını şöyle sıralayabiliriz :
Şişmanlık psikolojik açıdan insanı olumsuz etkiler. Kendine güvensizlik, toplumdan kaçma gibi psikolojik ve sosyal sorunlara sık rastlanır. Şişmanlar estetik ve görünüm açısından sıkıntılıdırlar.
Şişmanlar solunum güçlüğü çekerler. Solunum sistemi yağlardan olumsuz etkilenir.
Şişmanlarda kemik ve adale yapılarına yüklenme olduğundan çeşitli hastalıklar ortaya çıkar. Düz tabanlık, diz ve kalça kemiklerinde artrozlar, varis ve damar hastalıkları, karın bölgesinde fıtık gibi hastalıklar şişmanlarda daha yaygındır.
Şişmanlarda ev, iş ve sokak kazaları daha fazla görülür.
Şeker hastalığı, gut, damar sertliği (ateroskleroz) gibi hastalıklar şişmanlıkta daha kolay ortaya çıkar.
Koroner yetmezliği, kalp yetersizliği şişmanlarda ciddi sıkıntılardır.
Deri altı yağ dokusunun artmasına bağlı, enfeksiyon ve ayak mantarları şişmanların önemli sıkıntılarındandır.
Safra taşları daha sıktır.
Şişman hanımlarda adet bozuklukları ve kısırlık, erkeklerde iktidarsızlık ciddi sağlık sorunlarıdır.
Hipertansiyon şişmanlarda hayatr riskler oluşturabilir.
Horlamanın en önemli sebebi şişmanlıktır.
Zayıfladıkça horlama azalır. Uyku apne hastalığı olarak bilinen uykuda nefessiz kalmada önemli bir faktör de yine şişmanlıktır.
Şişmanlığın mekanizması
Kan şekeri açlık halinde % 90-120 arasında sabit kalır. Alınan gıdalarda karbonhidrat miktarı yüksekse kan şekeri de yükselir. Buna bağlı olarak pankreastan ensülin hormonu salgılanır. Ensülin kan şekerini tekrar norma! seviyesine düşürür. Ensülin etkisi ile kan şekerinin (glikozun) bir kısmı dokularda enerji kaynağı olarak kullanılır. Bir kısmı karaciğerde glikojene dönüşerek kaslarda tutulur, da yağ olarak depolanır.
Ayrıca pankreastan salçnlanan bir hormon olan çjlukooon ensülinin zıddı etki yaparak kan şekerini yükseltir. Ensülin ve glukagonun etkisiyle kan şekeri belirli sınırlarda tutulur. Bununla beraber böbrek üstü bezinden salgılanan kortizon ve beyinden salgılanan büyüme hormonu da kan şekerinin ayarlanmasında etkili olurlar.
Şeker ve ürünleri fazla alındığı takdirde kan şekeri yükselmekte, organizmamız bu fazlalığı yağa çevirip depolamaktadır. Glikozun bir kısmı da kaslarda glikojen olarak birikir.
Kan glikoz (şeker) seviyesi alınan gıdanın özelliğine göre değişiklik gösterir. Bazı gıdalar şekeri hızlı ve fazla yükseltirken, bazı gıdalar da yavaş ve az yükseltir.
Glisemik endeks bir gıdanın kan şekerini yükseltme özelliğini ifade eder. Gıdalar kan şekerini yükseltme özelliğine göre de tasnif edilebilirler. Glikozun kan şekerini yükseltme hızı ölçü alınarak gıdaların glisemik endeksi belirlenir. Glisemik endeksi yüksek gıdalarla beslenenlerde şişmanlık daha kolay ortaya çıkar.