Menopozdaki kadınların osteoporozdan kaçınmak için çok sıkı bir egzersiz programı uygulaması gereklidir. Kadınlar yaşlandıkça vücutlarındaki kaslar yerini yağa bırakıyor. Genç kadınların vücut ağırlığının yüzde kırk beşi kastır. Yetmiş yaşındaysa vücut ağırlığının ancak yüzde yirmi beşi kas olur. Bu konudaki yeni araştırmalar bize menopozdaki hareketsiz kadınların bu eğilimi tersine çevirebileceğini gösteriyor. (Bu bölümde “Egzersiz yardımcı olabilir mi?” kısmına bakınız.) Kemikleriniz yaşayan hücrelerden oluşur. Kemiğin derinliklerinde hücreler ölür ve bu hücrelerin her üç dört ayda bir yenilenmesi gereklidir. Vücudunuzda yeterince östrojen ve kalsiyum varsa, egzersiz yapıyorsanız, bünyeniz güçlü ve sert bir iskelet oluşturacak yeni hücreler üretir. Kadınlar otuz beş yaşına kadar dengeli beslenerek, kalsiyum alarak ve ağırlık kaldıran egzersizler yaparak kemik yoğunluğunu artırıp iskeletlerine ekleyebilirler. Otuz beş yaşından sonraysa, yine iyi gıdalar alarak, kalsiyum takvi-yesiyle ve ağırlık çalışmalarıyla kemik yoğunluğumuzu koruyabiliriz.
Kemik yoğunluğunu koruyan bir madde de, östrojen hormonudur.Menopozda östrojen takviyesi tedavisi önerilebilir. Ancak, bir sorun var: İstatistikler uzun süreli yalnızca östrojen verilen tedavilerin rahim kanserine yol açabileceğini gösteriyor. Günümüzde doktorlar, rahim kanserine yakalanma riskini en aza indirmek için östrojen ve progesteron hormonlarının bileşiminden oluşan bir tedaviyi öneriyorlar. Ne var ki, bu yine de bir kumardır. Çünkü uzun süreli hormon kullanımının göğüs kanseriyle ilintili olduğu iddiaları da yok değil. Ama yine de ailenizde osteoporoz vakası varsa, bu riski göze almak isteyebilirsiniz. Diğer yandan hormon almayıp, egzersiz, dengeli beslenme ve kalsiyum takviyesine ağırlık vermekle osteoporoz için daha büyük bir riske girip girmediğiniz kesin olarak bilinmemektedir. Bu bölümün sonunda konuyu daha da karmaşık hale getirmek için, elliyle yetmiş yaşı arası kadınlar üzerinde yapılan ağırlık çalışmalı, direnç artırıcı egzersizler konusunda yeni bir araştırma var. Özü şu: Hareketsiz bir yaşam biçimi sürmüş olsanız bile hiçbir zaman geç kalmış sayılmazsınız. Bu kadınlar ağırlık çalışarak hem kemik yoğunluklarını hem de yaşam kalitelerini artırdılar. İlk başta da söylediğim gibi, bu kararları vermek gerçekten zordur.