Uyku, onsuz yapamayacağımız, bedenimizin asla vazgeçemeyeceği yakıtıdır. Aynı şey yiyecek ve su için de geçerli olduğundan yemeden ve içmeden bir gün geçiremeyeceğimizi de hepimiz biliriz. Bedenlerimizin belli bir miktar uykuya gereksinimi vardu- ve her yirmi dört saatte bir gerçekleştirilen iyi bir uyku söz konusu olduğunda da çok daha iyi çalışırlar.
Askeri liderler askerler için en önemli tehdit unsurunun uykusuzluk olduğunu belirtmektedirler. Deniz Kuvvetleri’nden Albay Jim Chartier uykusuzluk için, “En büyük düşmanımızdır. En basit görevi bile güçleştirir,” diyor.
“Uykusuzluk söz konusu olduğunda yola çıkmak istemeyiz,” diyor Hava Kuvvetleri’nde araştırmacı olarak görev yapan John Caldvvell.
“Uykunun yerine konulacak başka bir şey yoktur,” diye görüşlerini belirtiyor Albay Gregory Belenky.
Beyin taramaları uykusuz geçen bir gecenin beynin alın lobu-nun önünde olan, mantık ve yargıdan sorumlu bölüm olan prefontal kortekste metabolizmaya ait yüzde 12 ile 14 arasında bir düşüşün gözlendiğini ortaya çıkarmıştır. Askerler ve pilotlar için bu da dostu düşmandan ayırt edebilecek, hedefleri saptayabilecek, savaş alanlarının üstünde uçabilecek yeteneklerin azalması ya da yok olması anlamına gelmektedir. Uyku araştırmacıları kazara çıkan yangınların ve benzeri kazaların yorgunluktan ve uykusuzluktan gerçekleştiğini saptamışlardır.
“Hem iyi hem de kötü haberlerim var,” diyor Albay Belenky. “Uzun zaman uyumayan askeri birlikler her yerde ve her koşulda rahatça uyuyabilirler. Çamur içinde kırk beş dakikalık bir şekerleme bile uykusuz geçen bir geceden çok daha iyidir. Askerlerimiz erken yatıp uyumalan gerektiğini bilirler.”
Ama Albay Belenky bunun aynı zamanda kötü olduğunu da ileri sürüyor. “Az bir uykuyla askeri birliklerimiz kimyasal bir saldın sırasında nöbet tutarken ya da tehlikeli bir ekipmanın başındayken hemen uyuyabilirler ve savaş sırasında dü her zaman tehlikeli ekipmanlar söz konusudur.”
Albay Belenky uykusuz geçen bir gecenin bile askerlerin tepki vermelerinin azaldığını, dikkatlerin kolayca dağıldığını ve unutkanlığın söz konusu olduğunu ileri sürüyor. “Uykusuz bir insan düşüncesizce hareket edebilir, çabuk öfkelenebilir, alınganlık gösterebilir ve karmaşık sorunlar karşısında tepki gösteremez bir hale gelir,” diye sözlerine ekliyor. Uykusuzluk insanların olayları değerlendirmelerini de olumsuz etkilemektedir.
Ulusal Uyku Birliği’nin uyku konusunda yaptığı bir araştırmaya göre gün içinde uykulu olan yetişkinlerin yüzde 40′nın günlük aktivitelerinin uykusuzluktan etkilendiği saptanmıştır. Birliğin yayınladığı raporda uykusuzluğun antikorlarla bağışıklık hücrelerinde yüzde 10 ile 35 arasında bir düşme saptandığı belirtilmiştir. Bağışıklık hücrelerinin onarılması için uyku başkoşuldur. İnsanların her gece en az sekiz saat uyumaları, hasta oldukları zaman da daha uzun bir süre uyumaları gerekmektedir.