Artık işe dönmek zorundasınız. Peki, kendiniz ve bebeğiniz üzerindeki stresi azaltıp birlikte geçireceğiniz vakti nasıl arttıracaksınız?
Öncelikle, işe dönmek zorunda olduğunuzu unutun. Alabileceğiniz en uzun doğum iznini alın ve bu süreyi bebeğinize uyum sağlamakla geçirin. Siz ve bebeğiniz bu süreyi ayrılma fikrinden ziyade, birbirinize bağlanmakla geçirmelisiniz. Bırakın, sevgi aranızda özgürce aksın. Bebeğinizi, verdiği ipuçlarına bakarak emzirin, gündüzleri ve geceleri kendinize yakın tutun ve bunun tadını çıkarmaya bakın.
Neler olacağından endişe ederken, işi düşünmemeye çalışmak elbette zor olacaktır. Belli başlı meseleleri (iyi bir dadı bulmak gibi) önceden hatta doğumdan önce ayarlamak yararlı olacaktır. Böylece işe döneceğiniz gerçeğini aklınızdan çıkarabilirsiniz. Bebeğinizle bulduğunuz bakıcıyı, siz işe başlamadan önce tanıştırmanızda fayda var. Bu sayede, işe başladığınız ilk günlerde aklınız bebeğinizde kalmaz.
Sizin annelik tarzınızı anlayan, bebeğinizi kucağına alacak, hatta kanguruda taşıyacak ve ağladığında tıpkı sizin gibi avutacak birini bulun. Bebeğinizin tercih listesinde, en üst sırada kalmak isteyebilirsiniz ancak siz yokken onunla ilgilenecek kişiye güvenebilmesi gerekmektedir.
Ayrılma sürecine hazırlamak için bebeğinizin sizi herkesten fazla istemesine engel olmak iyi bir yol gibi gözükebilir. Ancak gerçekten değildir. Aranızda şimdi kuracağınız güçlü bir bağ, sizin yokluğunuzda durumu atlatmasına yardımcı olacaktır. Sizi özleyecek ve siz yokken bazen üzülecektir fakat anneye karşı böyle bir tutku, onun sağlıklı duygusal gelişimi için çok önemlidir.
Kendi açınızdan da bebeğinizden ayrı kalma duygularınızın, onu çok sevmenize engel olmasına izin vermeyin. Sakın hayatınızdan küçük bir parça alıp, adını ‘bebek’ koyabileceğinizi sanmayın. Çoğu kadın, anneliğin ilerleyen dönemlerine kadar anne-çocuk bağını hafife alır. Bebeğinize olan tutkunuzla yüzleşmek korkutucu olabilir. Çünkü aynı zamanda ondan ayrılmanın size ne kadar zor geleceğini de düşünmek zorundasınız. Bu duygusal ikilemi aşmanın bir yolu; kendinizi geri çekmek ve fazla bağlanmaktan kaçınmaktır. Ancak bu yaklaşım, bebeğinizi iyi tanıma ve ona annelik etme kabiliyetlerinize engel koyar. Bebeğinizle sağlıklı bir bağ kurmaktan korkmayın. Duygularınızın gücü, size önünüzdeki annelik zorlukları için enerji sağlayacak ve hatta hayatınızın diğer alanlarına da yayılacaktır.
İşe dönme planları yapmaya başladığınız zaman, bebeğinizle olan bağınızı güçlü tutacak yollar bulmaya çalışın. Emzirmeye devam etmek biyolojik bağınızı koruyacak ve duygusal bağınızı besleyecektir. Özellikle bebeğiniz altı aylıktan küçük ise, ona siz yokken anne sütü sağlamak için işyerinde süt sağmak, problem gibi görünebilir. Ancak bu zahmete değer. Süt sağmak, size iş saatlerinde bebeğinizi düşünme fırsatı verecek ve bebeğinize en iyi şekilde beslemenin tatminini yaşatacaktır.
Bebeğiniz için, emzirme anneyi özel kılan bir şeydir. Sizin yerinize bakıcısı biberonla besleyebilir, bezini değiştirebilir, ağlamasını durdurabilir hatta bebeğinizi sevebilir. Fakat yalnızca siz, emzirmenin sağladığı o muhteşem yakınlık ve memnuniyeti verebilirsiniz. Emzirme, gün sonunda bebeğinizle kavuşmayı kutlamak için harika bir yoldur. Akşam yemeği ya da ev işlerini düşünmeye başlamadan; ikiniz de birlikte oturup birbirinize yoğunlaşmaya hem ihtiyaç duyacak hem de bundan zevk alacaksınız.
İşe dönmeden birkaç hafta önceden sürünüzü sağıp dondurucuda depolamaya başlayabilirsiniz. İlk haftalarda çok fazla sütünüz varsa, bu işleme daha da erken başlayabilirsiniz. İş programınız ya da bebeğinizin istekleri yüzünden süt miktarında düzensizlik olursa, yedek sütünüz sorunu giderecektir. Sütü, sabah saatlerinde bebeğiniz uyanmadan ya da emzirme arasında sağmaya çalışın. Başta az miktarda süt gelirse telaşlanmayın, bir süre sabreder ve emzirmeye devam ederseniz sütünüz çoğalacaktır.
Bebeğinizi en başından biberona alıştırmalı mısınız? Bebeğiniz hâlâ emmeyi öğrenmeye çalışırken, yalancı meme vermek ‘meme karışıklığı’ ya da farklı sorunlara yol açar. Biberona alıştırmadan dört hafta (bebeğiniz emmeyi öğrenmede zorlanırsa daha fazla) beklemek en iyisidir. Biberon almayı öğretme vakti gelince endişelenmeyin, süreci eğlenceli hale getirin. Bebek aç değilken biberonu vermeyin yoksa onu kızdırabilirsiniz. Süt ile meme ılık olsun ve denemeleri kısa tutun. Birkaç kez emdirerek başlayın. Bebeğin biberonu alması biraz zaman alabilir. Gerçeğinin yakınında olduğunu bildiği için, sizden biberon almayı reddedebilir. Birkaç deneme sonrasında bebek hâlâ reddediyorsa bu işi sakin, sabırlı ve tecrübeli başka birine verin. Bebek biberonu kabul ettikten sonra, her gün vermeniz gerekmez. Haftada bir ya da iki kez vermeniz yeterli olacaktır.
Doğum izninin sonuna doğru kendinizi işe dönmek için hazır hissetmeyebilir, izni uzatmayı deneyebilirsiniz. Bazı işverenler bunu anlayışla karşılayabilir, diğerleriyse karşılamaz. İşiniz ve patronunuzun talepleri ile ailenize olan bağlılığınızı dengelemek zorunda olduğunuz bir durumda kalacaksınız. Olaya kendiniz kadar patronunuzun bakış açısından da bakmaya çalışın. Ancak unutmayın ki kendiniz ve bebeğinizin ihtiyaçları hakkında söz sahibi sizsiniz.
Pek çok anne pazartesi yerine perşembe işe başlamayı tercih eder. Ve bu, onlara iki gün çalıştıktan sonra hafta sonu tatili sağlar. Mümkünse bir süre yan zamanlı çalışmak size ve bebeğinize kolaylık sağlar. Hafta arası rahatlamak için çarşambalan izin alın. Günde 8 saat yerine 6 saat çalışın. İşinizi eve getirin ve bebeğiniz yanınızdayken bitirin. Evinizden ziyade, iş yerinize yakın bir bakıcı bulun ki, öğle tatili sırasında bebeğinizi emzirebilesiniz. Böylelikle yolda geçireceğiniz vakti de kazanmış olursunuz.
Evdeki önceliğinizin her zaman bebeğiniz olması gerektiğini asla aklınızdan çıkarmayın. Neredeyse tüm gün ayn olduğunuzdan, eve döndüğünüz andan itibaren onunla birlikte olmaya özen gösterin. Süt miktannızı artırmak için, geceleri de bebeğinizi emzirmeniz gerektiğini unutmayın. Bakıcınıza bebeğinizin öğlen uykularını uzatmasında sakınca görmediğinizi belirtirseniz, geceleri sizinle daha fazla vakit geçirebilmesini sağlayabilirsiniz. İşinizden arta kalan tüm vaktinizi bebeğinize vakfetmeniz gerektiğini unutmayıp, başka sorumlulukların altına girmeyin. Çalışmadığınız zamanın ne kadarını bebeğinizle geçirirseniz, aranızdaki bağı o kadar güçlendirmiş olursunuz.