Göz göre göre görmesini kaybetmek, herhalde bu hastalık için söylenebilecek en iyi ifade. Göz tansiyonunun yüksek olduğunu bilmeden her gün görmesini biraz daha kaybederek yaşayıp giden ve sonunda fark ettiğinde de iş işten geçmiş o kadar çok insan var ki ülkemizde, bu konuda düzenlenecek kampanyaların ne kadar önemli ve gerekli olduğu açık.
Göz tansiyonu nedir?
Çevresinde bir zar veya kılıfı olan ve içinde sıvı barındıran her oluşumun bir gerginliği/basıncı vardır. Göz de çevresinde kalın bir kılıfı olan ve içinde gözyaşından ayrı bir sıvı barındıran bir organdır. Göziçi sıvısı göz odasının içini temizlemeye yarar, devamlı olarak kaynağından salgılanır, bir akarsu gibi yatağında akar ve akarsuyun denize ulaşması gibi gözün özel bir kanalından vücudun genel dolaşımına katılır. Bu dolaşım daimi olduğu ve göz daima içi şişirilmiş bir balon gibi olduğu için, haliyle belli bir gerginliği yani basıncı vardır. Diğer bir deyişle her gözde bir basınç-tansiyon vardır.
Göz tansiyonu ne zaman hastalık yapar?
Bu sıvının yapımında artış olursa (bahar aylarında eriyen karlarla akarsuların taşması gibi veya akarsuyun denize karışacağı yerde bir baraj oluşursa suların kabarması gibi) gözde de sıvı artar.
Ancak göz odası kapalı bir mekan olduğu için sıvı fazlasının tassa da akacağı bir yer yoktur. Sadece barajın zayıf olan duvarını aşındırabilir. Göz odasının en zayıf yeri göz sinirinin gözden ayrıldığı bölgedir. Sinir, gözün diğer bölgelerindeki duvar kadar sert ve güçlü değildir. Yuvarlak olan sinirin ortasında, fazla sıvının basıncı ile oyulmuş kabak gibi bir çukurlaşma meydana gelir. Oyulma sırasında sinir hücreleri basınca dayanamayarak yaşamlarını birer ikişer kaybetmeye başlar. Başlarda bir iki hücrenin kaybı görmede bir şey fark ettirmezken, zamanla hücre kaybı arttıkça, çevreyi görmede fark edilemeyen adacıklar oluşmaya başlar. Yine basınç fazlalığı sürerse bu adacıklar birleşirler ve daha geniş alanlarda görme kaybı olur. İnsanlar çevre görmelerindeki adacık şeklindeki eksikleri ancak kayıp ilerleyince fark edebilirler.
Göz tansiyonu hastalığı nasıl anlaşılır?
Göz tansiyonu hastalığı erken dönemde ancak muayene ile anlaşılabilir. Daha çok ileri yaşlarda görülebildiği için mutlaka 40 yaşın üzerinde, yakınması olsun olmasın herkesin göz tansiyonu ölçülmelidir.
Göz tansiyonu hastalığı (glokom=karasu) nedir?
Görmede kayıp yapabilen göz basıncı artışına göz tansiyonu hastalığı adı verilmektedir (glokom=karasu). Ne yazık ki kaybedilen hücrelerin yeniden hayatiyetlerini kazanmaları mümkün değildir. Öte yandan kayıp ilerlemedikçe fark edilmesi mümkün olamamaktadır. İşte bu yüzden bu hastalık sinsi ve tehlikeli bir hastalıktır.
Göz tansiyonu hastalığı neden olur?
Göz tansiyonu hastalığı aslında genellikle bünyesel bir durumdur, ne yaptığımız bir hatayla ne de yediğimiz içtiğimizle ilgilidir. Ailesel de olabilir.
Ailesinde göz tansiyonu hastalığı olan kişilerin ne yapması gerekir?
Ailesinde göz tansiyonu hastalığı olan kişilerde bu hastalığın olma olasılığı vardır. Bu yüzden ailede hastalık olan kişilerde daha erken yaşlarda tansiyon kontrolü gereklidir. Ama bir kez ölçümde tansiyonun normal çıkması daha ileride yüksel-meyeceği anlamına gelmez. Yılda bir kontrol gerekli ve uygundur.
Göziçi basıncının ölçülmesi hastalık tanısı için yeterli midir?
Basıncın normal olması, hastalığın o anda olmadığı anlamını taşımaz, bu nedenle muayenede sadece tansiyon ölçümü yapılmakla yetinilmez, göz sinirinin de incelenmesi gerekir. Çünkü herkesin göz sinirinin beslenmesi farklıdır. Bazı kişilerde damarlarda kireçlenme varsa, göz siniri az miktarda yüksek basınca bile dayana-mayabilir.
Bunun yanı sıra, göz tansiyonunun yüksek olduğu her kişide göz tansiyonu hastalığı gelişmez. Göz duvarının yapısı, gözün şeffaf kısmının kalınlığı basıncın etkisini değiştirebilir.
Göz tansiyonu hastalığının zararlı etkisi sadece basınca ve gözün yapısına bağlı değildir. Düşmana karşı koyacak olan askerlerin besinine yani kanın yeterince oksijen sağlayıp sağlayamamasına da bağlıdır.
Göz tansiyonu hastalığı başka hangi hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkabilir?
1. Başka göz hastalıkları (ör; göziçi iltihapları), yine göziçi sıvısının denize ulaşmasını engelleyen yapışıklıklara neden olarak göz basıncını yükseltebilir.
2. Vücut tansiyonu yüksek olan kişilerde göz tansiyonu da yüksek olabilir veya göz tansiyonunun zararlı etkisi fazla olabilir. Tansiyon yüksekliği damarlarda direnci yükseltir, damarların iç tabakası kalınlaşır, daha az kan taşınır.
3. Vücut tansiyonu düşük olan kişilerde göz tansiyonunun zararlı etkisi fazla olabilir. Yine daha az kan taşınıyor olabilir.
4. Şeker hastalığı olan kişilerde damarlar zayıf olduğu için göz tansiyonunun zararlı etkisi fazla olabilir. Çünkü yine daha az kan taşınıyor olabilir.
5. Şeker hastalığı olan kişilerde damarlar zayıf olduğu için göze yeterince kan ve oksijen (besin) ulaştırılamamaktadır. Göz beslenebilmek için yeni damar yolları açmak zorunda kalır. Bu damarlar zayıftır ve olmamaları gereken yerlerde meydana gelebilirler. Eğer göz sıvısının denize vardığı bölgede oluşurlarsa gereksiz bir baraj yapmış olurlar. Bu yüzden göz tansiyonunu yükseltebilirler.
6. Guatra bağlı göz hastalığında, göz çevresindeki kasların ve gözün yaslandığı yağ yastığının şişmesi ve kalınlaşması nedeniyle göz sıvısının denize ulaşmasında engel meydana gelebilir.
7. Kortizonlu göz ilaçları uzun süreli kullanımda göz tansiyonu hastalığına neden olabilir. Bu nedenle bu tip damlalar ve merhemler sadece ve tamamen göz hekiminin tavsiyesiyle ve kontrolünde kullanılmalıdır.
Göz tansiyonu hastalığının muayenesinde hangi ek incelemeler yapılır?
Muayenede, her zaman yapılanlardan başka şu incelemelerin yapılması gerekebilir:
* Göziçi basıncının değişik saatlerde birkaç kez ölçülmesi (göz tansiyonu)
* Gözün şeffaf kısmının kalınlığının ölçülmesi
* Çevre görmenin muayenesi için görme alanı testi yapılması
* Göz sinirinin incelenmesi ve o günkü durumun bugün geçerli birkaç yöntemden biriyle kayıt edilmesi (göz siniri tomografisi)
* Göziçi sıvısının denize ulaştığı bölgenin özel bir ayna ile en az bir kez incelenmesi
Bu işlemlerin hiçbirisi acı veren veya tehlikeli işlemler değildir. Ama çok önemli bilgiler veren işlemlerdir.
Göz tansiyonu hastalığının tedavisinde neler yapılır?
Göz tansiyonu hastalığı mutlaka tedavi ve takip edilmesi gereken bir durumdur. En sık olarak damlalar önerilir. Bunlar hayat boyu kullanılması gereken arkadaş-yoldaş ilaçlardır.
Bazı durumlarda lazer tedavisi, bazı durumlarda da ameliyat yapılması gerekebilir. Her ikisinde de amaç göziçi sıvısına yeni bir yol açmaktır. Lazer ile göz içinde, ameliyat ile göz dışında yeni bir yatak açmak amaçlanır. Ameliyatta yapılan, bir çeşit düdüklü tencere modeli oluşturmaktadır. Sıvının göz dışına akmasının sağlanması amacıyla bir delikçik açılır, ama bu deliğin mikrop kapmaması gerektiğinden açık bırakılamayacağı için, düdüklü tencere düdüğünün tencerenin buhar çıkaran deliği örtmesi gibi, bir örtüyle örtülür.
Tedavi bir defalık mıdır?
Tedavi ne olursa olsun, takip şarttır. Kontrole giderken damlanızı önerildiği şekilde son dakikaya kadar damlatmaya devam edin. Tansiyon düşünce ilaç bırakılmaz. Reçete edilen ilaç bitince yeniden alıp devam edin. Göz tansiyonu kendi kendine düşmez. Bir de muayeneye giderken eski tetkiklerinizi de yanınızda götürmeyi unutmayın.
Düşük-normal basınçlı göz tansiyonu (glokom) hastalığı nedir?
İnanılması belki güç gelebilir, ama bazen göz basıncı normal sınırlarda olmasına rağmen (20-22 mmHg sınırdır) göz tansiyonu hastalığı olabilir. Genellikle gençlerde olan bu durum; o kişinin, o gözüne, o basıncın yüksek gelmesinden olur. Buna düşük-normal basınçlı glokom hastalığı denilmektedir. Vücut tansiyonu genellikle düşük olan, el ve ayakları genellikle soğuk olan kişilerde bu durumda tedavi yine aynıdır.
Dar açılı göz, dar açılı glokom nedir ve nasıl olur?
Bazı kişilerde yapısal olarak göz sıvısının gözü terk edip denize ulaştığı delta dar ve sığ bir alandır (dar açılı göz). Günlük yaşamda göz basıncı normal iken, günün birinde uzun süre karanlık bir ortamda otururken gözbebeği karanlıkta büyüdüğü için bu deltada bir sıvı yüklenmesi olur ve göz basıncı aniden yükselir. İşte bir tek bu durumda göz tansiyonu gözde ağrı, ama dayanılmaz bir ağrı yapar ve göz kan çanağı gibi olur. Bu gerçekten acil bir durumdur, zaten ağrı kişiyi bir an önce doktora götürür (dar açılı glokom krizi)
Ancak glokom krizi, her zaman ani bir krizle başlamayabilir, zaman zaman akşamları ağırlık hissi ya da basınç hissiyle de kendini belli edebilir. Dikkatle yapılacak bir muayenede, açı bölgesine bakılması ile tanı konulabilir.
Ani glokom krizinden korunmak için ne yapmak gerekir?
Gözünün yapısı bu duruma eğimli olan kişilerin (açısı dar) karanlıkta oturmaması ve karanlıkta iş yapmaması gerekir. Bir de mümkünse çok heyecanlanmaması! Heyecan gözbebeğini büyütür, ama heyecan nasıl önlenir ki?
Göz Tansiyonu Hastalığında Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?
* Ailede glokom varsa 30 yaşından itibaren göz tansiyonu kontrolü yapılması
* Birkaç dakika içinde 4-5 bardak sıvıyı kafaya dikerek içmemek
* Dar açılı bir göz yapısına sahip olduğu söylenen kişilerin karanlık-loş ışıktan kaçınması
* Düzenli kontrol
* Erken tanı
* Kan şekeri kontrolü
* Vücut tansiyonu kontrolü
Göz Tansiyonu Hastalığında Dikkat Edilmesi Gerekmeyenler Nelerdir?
Ne televizyon seyretmek ne okumak ne de iş yapmak tehlikeli değil. Ne yediğiniz ne içtiğiniz önemli değil (nasıl içtiğiniz önemli) / Stres, yorgunluk da etkili değil
Bebeklerde göz tansiyonu hastalığı nasıl teşhis edilir? Tedavisi nedir?
Anestezi altında göz tansiyonu ölçülerek ve aynalı alet ile göz içi yapılarına bakılarak teşhis edilir. Tedavi sadece ameliyatladır.
Büyük çocuk ve gençlerde göz tansiyonu hastalığı nasıl tedavi edilir?
Nedene göre damla veya ameliyat ile tedavi edilir
Çocuklarda da göz tansiyonu hastalığı olabilir mi? Belirtileri nelerdir?
Olabilir. Bazı çocuklar tansiyon yüksekliği ile doğarlar. Büyük, hatta “aman ne güzel” denilen gözlerde devamlı sulanma oluyorsa; çocuk ışığa hiç bakamıyor, sürekli huzursuz ve ağlıyorsa göz tansiyonu yüksekliğinden şüphelenilmelidir.
Ailesinde glokom olanlarda ve bahar nezlesi nedeniyle sık kortizonlu damla kullanmış çocuklarda ve gençlerde olabilir.