Kuru hava koşullarında uzun bir süre oturmak dolaşım sistemimizi etkileyerek kanın tehlikeli bir boyutta pıhtılaşmasına neden olur. Uçak yolculukları bizleri ister istemez bu konuma getirir. Uçaktayken dolaşım sorunlarını saatte en az bir kez beş dakika boyunca hareket ederek, her saat ayaktan kalçaya kadar bacaklannıza masaj yaparak, uçağa binmeden önce bir aspirin içerek ve uçuş sırasında su içerek azaltabilirsiniz.
New York’tan uçağa binen Michael uçağı Paris’e indiğinde düşüp bayılmıştı. Doktorlar kanının pıhtılaştığını ve bunun da akciğerlerindeki kan damarlannı tıkanmakla tehdit ettiğini söylediler. Pıhtı kanın serbestçe akmasını, dokulann gerekli oksijeni alıp beslenmelerini engellemişti. Pıhtı hareket etse ve akciğerlerdeki damarlan tı-kasaydı ani ölüme neden olacaktı. Michael’ın Fransız doktoru sıradan bir tavırla bu tür pıhtıların uzun uçak yolculuklarında sıkça görüldüğünü söylediğinde Michael, onu şok içinde dinlemişti.
O günden beri de Michael, havayollarının yolcularını bu söz konusu risk hakkında uyannalan ve damar tormbozu ya da akciğer ambolizmi belirtileri karşısında ne yapmalan gerektiğine ilişkin bir kampanya sürdürüyor. Michael aynca konuyla ilgili internette bir web sayfası da oluşturmuştur.
Michael konuyla ilgili yapılan istatistiklerin uzun uçak yolculuğundan sonra ve yaşlan ellinin üstünde olan yolculann yüzde 10′nunda kan pıhtılaşması saptandığını da sözlerine ekliyor. Diğer araştırmalarda da uzun uçak yolculanyla uzun süre araba kullanan kişilerde de kan pıhtılaşmalan görüldüğünü ortaya çıkarmıştır.
Araştırmalan kaygıyla izleyen Dünya Sağlık Örgütü de sorunu incelemeye başlamıştır. Bazı uluslararası uçak şirketleri biletlerin üstüne uyan notlan koymaya ya da uçak havalanmadan önce ekranda konuyla ilgili filmler göstermeye başlamıştır. Bu konuda bizleri rahatlatan bir bulgu ise, pıhtılann genellikle kendiliğinden dağıldıktan yönündedir.
Japonya’da Moroyama’daki Saitama Tıp Fakültesi’nin araştırmacıları uçak koşullarının kan akışını yüzde 5 azalttığı ama bu sorunun bedenin gevşetilmesiyle ortadan kalkabileceğini saptamışlardır.