Gebelikte 2 sorun, gebelik zehirlenmesi olarak adlandırılır. Birincisi, gebelik bulantı ve kusmalarıdır.
İkincisi ise, gebeliğin 20. haftasından sonra vücutta şişme (ödem), idrarla protein kaybı ve tansiyon yükselmesi şeklinde ortaya çıkan bir durumdur. Tıp dilinde preeklampsi olarak adlandırılır. Tüm gebeliklerin % 5-10′unda görülür.
Anne ile bebek arasındaki damarlarda 20. haftadan sonra olması gereken genişleme gerçekleşmez; bebeğe giden kan akımı kısıtlanırsa, bebekte gelişme geriliği oluşur. Preeklamptik gebelerde, plasentanın erken ayrılması sık görülür ve ciddi kanamalar meydana getirir. Annede ise yüksek tansiyona bağlı çeşitli organ hasarları ortaya çıkar.
Karaciğer, böbrek ve beyin, bu durumdan değişik derecelerde etkilenir. Tansiyonun çok yükseldiği ağır vakalarda eklampsi krizi denen sara krizi benzeri, gebenin ve bebeğin hayatı ile ilgili tehlike oluşturan krizler ortaya çıkar. Daha ağır vakalarda körlük oluşabilir.Tedaviye cevap vermeyen vakalarda, bu durum, bebeğin veya annenin ölümü ile sonuçlanabilir.Preeklampsinin sebebi bilinememektedir. Fakat bazı durumlarda, görülme riskinin arttığı bilinmektedir.
Bu riskli durumlar şunlardır:
1) Annenin yaşının 20′den küçük veya 40′dan büyük olması
2) Annede lupus, diabet, kronik hipertaniyon, böbrek hastalığı
3) Daha önce doğum yapmamış olmak
4) Ailede, preeklampsi geçiren akrabaların olması, vb.
Gebelik zehirlenmeleri, hafif, orta ve ağır vakalar olarak sınıflandırılıp bu vakalar çok sıkı takibe alınır. Gebeler ve etrafındakiler tarafından, doktor tavsiyeleri çok iyi uygulanmalıdır. Özellikle tansiyon takipleri düzenli yapılmalı, tansiyon 140/90 ve üzerine çıkmışsa, hemen doktora haber verilmelidir.
Gebeler, özellikle stres ve yorgunluktan uzak tutulmalı, ani üzücü haberler gebeden saklanmalıdır. Çünkü bazı psikolojik stresler, ufak münakaşalar bile bu gebelerde ani krizlere yol açar. Bu gebelerde tansiyon yüksekliği düzeltilemezse gebelik erkenden sonlandırılabilir.