Vücut ağırlığı ile ilgili sorunlar, özellikle de daha genç nüfusumuzda korkutucu düzeyde artmaktadır. Çocuklar ve gençler hiç bu kadar
ağır olmamışlardı. Bugün, kentsel kesimde her dört çocuktan biri fazla kilolu ve bu çocukların gelecekte sağlık sorunları riski altında olduğu düşünülmektedir.
Kilo alımının potansiyel nedenleri
Birçok insan, çocuklarının obezite ile ilgili sorunlarının genetik kaynaklı olduğunu düşünmektedir. Bazı insanlarda kilo alımının nedenlerinden birinin genetik olduğu bir gerçektir ancak ana nedenler; yaşam tarzı alışkanlıkları, oturularak yapılan etkinlikler, dışarıda yeme sıklığı, yüksek oranda hazır gıdalar ve boş kalorili yiyecekleri tüketmek. Birçok aile, düzenli market alışverişi, öğün planlama ve yemek hazırlama sorumluluğunu almayan, çalışan ebeveynlerden oluşur.
Hazır tipte yemekler, dışarıdan siparişler, fast foodlar ve çabuk hazırlanan yemekler yemek vaktini ele geçirmiştir. Evde hazırlanan akşam yemeklerindeki azalma da dikkati çekmektedir. Bütün durumlarda bu yeni eğilimler, genç neslimizin daha fazla yağ tüketmesine ve yağsız etleri, az yağlı süt ve süt ürünleri gıdalarını, her çeşit tahıl, meyveler ve sebzeler de dahil olmak üzere kompleks karbonhidratları az tüketmelerine yol açmaktadır.
Kötü yeme alışkanlıkları ve düşük fiziksel etkinlik düzeyi, çocukların günümüzde aşırı kilo almalarının birincil nedenleridir.
Biz, aynı zamanda çocukların zamanlarının büyük çoğunluğunu bilgisayarın karşısında, İnternet’te sörf yaparak, televizyon ve kablolu yayınları izleyerek ve en son çıkan bilgisayar oyunlarını deneyerek geçirdiklerini biliyoruz. Bu ev içi hareketsiz etkinlik, çocuklarımızı sokakta oynamaktan, bisiklete binmekten, diğer sporları yapmaktan ve fiziksel olarak etkin programlara katılmaktan alıkoyuyor.
Sorunu nasıl fark ederiz?
Obez bir çocuk ilk bakışta fark edilebilir. Fazla kilolu bir çocuk bu kadar çabuk fark edilemeyebilir çünkü birkaç fazla kilo sadece geçici olabilir. Bu fazla kilolu çocuk, ergenlikle ilgili bedensel değişiklikler yaşıyor ya da kilo ile ilgili ömür boyu sürecek sorunlara doğru ilerliyor olabilir. Oluşabilecek sorunları başından tespit etmek için çocukluk yıllarında kilo gidişatına dikkat göstermek önemlidir.
10-12 yaşlarında çocukların ve ergenlerin, boy ve kilolarında artışla birlikte bedenlerinin büyümesi ve gelişmesi beklenir Ağırlık kalıpları yükselip azalabilir fakat bu durum yalnızca geçici olabilir. Bu normaldir.
Yaygın büyüme kaygıları
Çocuklar büyüdükçe değişirler. Bazı çocuklar uzarlar ve sonra şişmanlarlar; diğerleri önce şişmanlar sonra uzarlar. Her iki durumda da çocuğun uzun ve zayıf ya da etine dolgun olması çocuğun bir yetişkin olarak da bu şekilde yapılanacağı anlamına gelmez. Çocuk büyüdükçe, özellikle de ilk ergenlik yıllarında, boy ve kilosunda sürekli dalgalanma olması normaldir. Eğer çocuk on iki ya da on üç yaşlarında fazladan birkaç kilo alırsa bu tehlike işareti sayılacak bir neden değildir ancak eğer çocuk her yıl, yıllık olarak 2-3 kilo alırsa bu kontrolden çıkmadan önlenmelidir.
Bugün resmi tıp kaynakları, çocuklukta obeziteyi bir hastalık ve halk sağlığı tehdidi olarak resmen bildirmektedir. Riskler tip 2 diyabet*, erken görülen kalp hastalıkları, kemik ve eklem hasarları ve psikolojik bozuklukları içerir. Çocuklar aynı zamanda fazla vücut ağırlığına bağlı olarak fiziksel engellerle karşılaşma ve depresyona eğilimli olma ile özgüvenin az olması açısından da yüksek risk altındadırlar.
Sorana değerlendirme
Eğer çocuğunuzun fazla kilolu ya da bir kilo sorunu olma riski altında olduğu endişesi taşıyorsanız, çocuğunuzun doktoru ile görüşün. Doktor çocuğunuzun gelecekte ağırlık sorunu riskini belirlemek için yıllar geçtikçe büyüme gidişatını değerlendirebilecektir. Kullanılan boy/kilo grafikleri yalnızca bir değerlendirmedir. Bu, büyüme gidişatı riskini yeterince doğru şekilde belirleyebilmek için birkaç yıl devam etmesi gerekir.
On sekiz yaşına kadar olan çocuklar için büyüme grafikleri çocuk doktorları ve hekimlerinden temin edilebilir. Bu grafikler, aynı yaştaki çocukların birbirleri ile karşılaştırılması için hazırlanmıştır. Değişik yaşlardaki çocuklar arasındaki farklılıklar nedeniyle büyüme grafikleri çocukların yaklaşık yarısının her yaşta, boy ve ağırlığın yüzde ellilik bir değerin altına düşeceği yarısının da üstünde kalacağını gösterir. Yüzde ellilik değer, o yaş için ortalama olarak düşünülür. Uzun çocuklar daha yüksek yüzdelere, daha kısa çocuklar ise daha düşük yüzdelere dayanmaya eğilimlidirler. Ancak ağırlığın uygun şekilde izlenmesi gerekir. Bir çocuğun ağırlığı, bir şekilde boyuyla tutarlı
olmalıdır. Bu, boy/kilo karşılaştırmasında gösterilmiştir.
Çocuğumun ölçülerine göre gerçekten fazla kilolu olup olmadığını nasıl anlarım?
Büyüme ölçülerini belirlemek için standart boy/kilo/BKE grafiklerini kullanabilirsiniz. Büyüme grafiklerinde boya göre ağırlıkları on dokuzuncu yüzdelik değer ya da daha yüksek değerde işaretlenen çocuklar fazla kilolu olabilme riski altındadır.
Sorunla başa çıkma
Ebeveynlerin aynı zamanda ailenin kilo geçmişine bakmaları gerekmektedir. Eğer diğer aile üyeleri, özellikle de anne babalar fazla kilolu ise çocuğun fazla kilolu olma riski daha yüksektir. Şimdi tüm ailenin iyiliği için yaşam tarzında değişiklik yapmanın tam zamanı olabilir. Ergenliğe henüz girmemiş bir çocuk için sizin en büyük girişiminiz, çocuğa kilo verdirmeye çalışmaktan çok boyu son haline gelene kadar fazla kilo alımını yavaşlatmak için sağlıklı alışkanlıklara odaklanmaktır. Fazla kilolu bir çocuk zayıflaması için hiçbir zaman kısıtlayıcı bir diyete sokulmamalıdır. Kısıtlı yemek yemek, büyüme yıllarında son derece gerekli olan önemli besinlerin az alınmasına neden olabilir. Daha akıllıca seçim; porsiyonları küçültmek, fazla atıştırmaları azaltmak ve daha sağlıklı bir yaşam tarzı oluşturmaktır.
Çocuklara çok çeşitli sağlıklı tahıl ürünleri, meyve ve sebzeler, az yağlı süt ve süt ürünleri, yağsız etler, kümes hayvanları, balık, yumurta ve baklagiller sunmak çok önemlidir. (Belirli gıda seçenekleri, tavsiye edilen günlük miktar ve porsiyon büyüklükleri için Besin Piramidi’ne bakınız). Gün içindeki atıştırmalarda boş kalorili denilen gıdalar yerine besleyici gıdalar tercih edilmelidir. Ayrıca, yiyecek alımını dengelemek için de fiziksel zindelik günlük etkinliğin bir parçası olmalıdır.
Bir çocuk hiçbir zaman kilo vermesi için kısıtlayıcı bir diyete sokulmamalıdır. Bu yapıldığı takdirde diyet, büyümenin gecikmesi ile sonuçlanılabilir. Bunun yerine, boyun ulaşabileceği son noktayı beklerken çocuğun kilo alımını yavaşlatan ve daha sağlıklı alışkanlıklar kazandıran bir program izlenmelidir.
Çocuklarda daha sağlıklı alışkanlıkları cesaretlendirmek
Bir aile olarak ilk işiniz, çocuğunuzu olduğu gibi desteklemek, sevmek ve kabul etmektir. Kendinizi vücut kilosuna fazla kaptırmayın. Kilo alımında banyodaki tartının gösterdiği sayının yanı sıra çok daha fazla etken vardır. Olabileceğiniz kadar destekleyici olun, zayıf ve formda olmaktan çok sağlık ve sağlıklı beslenmenin önemi üzerinde durun. Bunu yapmanın yollarını da gösterin.
Ağırlıklarına bakılmaksızın bütün çocukların sevdiklerinden sevgi, destek, kabul ve cesaret görmeye ihtiyaçları vardır.
Üç ya da beş gün diyet günlüğü tutun
Günlük beslenmede değişiklikler yapmadan önce çocuğunuzun üç ya da beş gün boyunca neler yediğinin ve neler içtiğinin bir listesini tutun. Yaptığımız liste, nerede beslenme sorunları olabileceğini tahmin etmenize ve anlamanıza olanak tanıyacaktır. Aynı zamanda fiziksel ve oturarak yapılan etkinlikleri ve çocuğunuzun her bir etkinlikte geçirdiği zamanı not edin. Eğer çocuğunuz günde bir buçuk saatten fazla televizyon izliyorsa onun etkinlik programında değişiklikler yapma zamanı gelmiş olabilir. 0 zaman kendinize aşağıdaki sorulan sorun:
* Çocuğum günde en az üç ya da beş meyve ve/ya da sebze yiyor mu?
* Çocuğum günde iki bardak süt tüketiyor mu?
* Çocuğum çok fazla tatlı yiyor mu ya da atıştırıyor mu?
* Çocuğum günde bir ya da iki bardaktan fazla meyve suyu içiyor mu?
* Çocuğum her gün kaç tane boş kalorili yiyecek (alkolsüz içecekler, şekerler, kurabiyeler, pastalar) tüketiyor?
* Çocuğum her gün bir buçuk saatten fazla bilgisayar oyunu oynuyor mu ya da televizyon seyrediyor mu?
Eğer çocuğunuzun her besin grubundan önerilen miktarları yemediğini ve besin değeri olmayan yiyecekleri tükettiğini ya da çocuğunuzun yeteri kadar fiziksel etkinlikte bulunmadığını fark ediyorsanız, şimdi birkaç değişiklik yapma zamanıdır. Eğer bunu kendi başınıza yapamayacağınızı düşünüyorsanız, bir diyetisyenden profesyonel destek alın ya da bir doktora danışın.
Son on yılda kentsel kesimde fazla kilolu çocukların sayısı yüzde 50 artmıştır. Dört çocuktan biri fazla kilolu olma riski altında ya da fazla kilolu olarak sınıflandırılmaktadır.
Daha iyi yiyecek tercihleri yapın
Besin gruplarına uygun daha fazla yiyecek tercihini programına dahil etmeye çalışın. Programınızla besinlerden yoksun bırakmadan, daha sağlıklı besin almasına yardımcı olabilirsiniz. Aslında, sağlıklı beslenmek sizin ve çocuğunuzun daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Ayrıca daha fazla meyve ve sebze, yağsız et, az yağlı süt ve süt ürünleri, tahıllı ekmek ve kompleks karbonhidratları eklemeye başlayın. Kızartmalar, hazır gıdalar ve tam yağlı süt ürünleri dahil olmak üzere yağlı gıdaları sınırlayın. Boş kalori kaynağı atıştırma yiyecekleri denilen abur cuburu ve içecekleri azaltın bunun yerine patlamış mısır, çubuk krakerler, kurutulmuş ve taze meyveler, bisküvi, taze sebze çubukları ve az yağlı yoğurt gibi atıştırma seçenekleri sunun.
Belirli yiyecekleri yasaklamaktan kaçının
Eğer çocuğunuz çikolata parçalı kurabiyeleri yemekten hoşlanıyorsa o zaman buna ölçülü bir şekilde izin verin. Bir ya da iki yiyeceği yasaklayarak o yemeği daha çok arzu edilir hale getirirsiniz. Örneğin, günde yalnızca bir defaya mahsus olmak üzere küçük kurabiye ya da şekerleme gibi seçenekler sunun. Ayrıca sağlıksız yiyecekleri evinizden atıp onların yerine daha iyi seçenekler koyabilirsiniz. Eğer akşam evde hiç patates cipsi kalmamışsa atıştırma seçeneği olarak bir parça meyve daha hoş olacaktır.
Yemeyle ilgili sağlıksız davranışları değiştirin
Televizyonun önünde, mutfak masasından uzakta yemek yemek gibi sağlıksız davranışları değiştirmek, kötü yeme davranışlarını düzeltmeye yardımcı olur. Bu alışkanlıkları ve yeme davranışlarını değiştirmek çocuğunuzun gerçekten ne kadar aç olduğunu anlamanıza yardımcı olacaktır. Eğer çocuğunuz gerçekten bir külah dondurma istiyorsa o zaman bunu masada oturup yemelidir. Eğer çocuğunuz sevdiği televizyon dizisinden vazgeçmek istemiyorsa o zaman o dondurmayı o kadar fazla istemiyor demektir.
Dışarıda yemek yemeyi sınırlayın
Dışarıda yemek yemeği kesmek, özellikle fast food ürünlerini kısıtlamak ve sağlıklı yemek alışkanlıklarını geliştirmek için önemlidir. Dışarıda yemek yemek kent kültürünün bir parçasıdır ancak bir kişinin günlük kalori ve yağ alımına çok zarar verebilir. Büyük porsiyonlar, kızartmalar ve çok yağlı yiyecek tercihlerinin hepsi aşırı yemeye ve çocuğun fazla kilolu olma riskini arttırmaya neden olur. Yine de özellikle çocukları beslerken yalnızca sağlıklı seçeneklerle birlikte dışarıda yemek yiyebilirsiniz. Dışarıda yemeğe haftada iki ya da üç defadan fazla gitmemeye çalışın. Çocuklarınızla uygun yemek tercihleri yapmaları konusunda uzlaşın. Bunu yapmanız için aşağıda birkaç öneri vardır;
* Az yağlı sütle birlikte sade çocuk hamburger menüsü seçin.
* Patates kızartmasını başkasıyla paylaşın.
* Mümkünse patates kızartması yerine elma püresi deneyin.
* Duruma göre salataya az yağlı sos katın.
* Değişiklik olması için içi malzemeli fırında patates tercih edin.
* Üstü malzemeli pizza yerine sade peynirli ince pizza ya da lahmacun tercih edin.
* Sandviçi mayonez ve ketçap olmadan deneyin.
* Kızarmış tavuklu sandviçler yerine fırında pişmiş tavuklu sandviç ya da tavuk döner tercih edin.
Etkin Olun
Aileler ağırlıkları ne olursa olsun, çocuklarını etkinlik için cesaretlendirmelidir. Hayatın her aşamasında, hareketli yaşam tarzının yararları sayısızdır. Çocuklar etkin yaşam tarzını erken yaşlarda edinerek daha sağlıklı bir yaşamın farkında olarak büyürler. Çocuklarınızı takım sporları ve grup programları için cesaretlendirin. Çocuğunuzla ilgilenin. Birlikte bir şeyler yapın. Yürüyüş, yüzme, buz pateni ile kayma, kızakla kayma, kayığa binme ve bowling gibi etkinlikler etkin olmanızı sağlayacaktır. Bunlar, zevk alacağınız etkinliklerden yalnızca birkaçıdır.
Duygularınızı yiyeceklerle beslemeyi bırakın
Yetişkinlerin yeme nedenlerinin çoğu sıkıntı, yalnızlık ve stresle ilgilidir. Çocuklar da sıklıkla benzer nedenlerden dolayı yerler. Çocuklarınızı bu yolu izleyerek büyütmeyin. Bir çocuğa ağlamasın diye lolipop ya da kurabiye veren ya da canı sıkılan bir çocuğa dondurma ikram eden bir anne ya da babayı gördünüz mü? Birdenbire çocuk ağlamayı keser ya da kendini doymuş hisseder. Yiyecek, ağlama ya da sıkıntı sorununu çözdü mü yoksa sadece bir sonraki sefere kadar onu geçici olarak erteledi mi? Bunun gibi davranışlar sıklıkla yetişkinlerin bırakmak için zorlandığı bir alışkanlık olan, yaşam boyu duyguları yiyecekle besleme alışkanlığına dönüşür.
Bir ebeveyn olarak sorumluluklarınızın farkında olun
Anne babalar, erken yaşlardan itibaren çocuklarını besleme ve onlara doğru yeme alışkanlıklarını öğretmekten sorumludur. Küçük çocuklar da onlara sunulan yemekleri yemekten sorumludur. Aileler, çocuklar büyüdükçe doğru yeme kararları vermek için ek sorumluluk alacaklarını umarlar. Ailelerin çocuklarına iyi rol modelleri sunarak örnek oluşturması gerekir. Satın alınan yiyecekler, eve getirilen yiyecekler, akşam yemeği için sunulan yemekler ve atıştırma ile ilgili iyi örnekler hazırlandığında çocuklar bu davranışları izlemeyi öğreneceklerdir.
Çocuğunuzu yemeğe zorlayamazsınız. Aç olduğunda yiyecektir ve doyduğunda bırakacaktır. Ancak siz, iyi bir rol modeli ve iyi bir öğretmen olabilirsiniz.
Çocuğunuzda olumlu vücut imajı yaratmak
Bu dört dörtlük ve kusursuz süpermodeller arasında, çocuğunuzun böyle olmayacağına inanarak büyümesi zordur. 10-12 yaşlarında ve ergenlik yıllarında büyüme eğrisi uygun şekilde ilerlemediğinde, bu ideal şekillerin norm olmaktan öte ayrıcalık olduğunu anlamak zordur. Birçok insan hâlâ kendi değerlerini, ölçülerine ve şekillerine dayandırır.
Kreş ve anaokulu yıllarında, çoğu çocuk birbirlerine benzer şekilde gelişir ancak ilkokul ve ortaokul yıllarında değişiklikler birden meydana gelir. Çocuğun gelişiminin son noktasının nasıl ve ne zaman olacağını söyleyebilmenin yolu yoktur. Çocuğun büyümesi ile ilgili faktörlerin çoğunun genetik olduğu ortadadır. Uzun ebeveynlerin genellikle uzun çocukları, kısa ebeveynlerin genellikle kısa çocukları olur. Ancak her zaman genetik sorumlu tutulamaz. Bir kişinin yaşadığı çevre de önemli ölçüde kişinin ağırlığına etki edebilir. Sık yiyen ve sık atıştıran aileler, çocuklarını aynı şekilde yetiştirirler. Hareketli aileler, genellikle hareketli çocuklar yetiştirirler. Aşırı yeme alışkanlıkları taklit edilebildiği gibi diyet yapma alışkanlıkları da taklit edilebilir. Zaman zaman yeni moda olmuş diyetleri uygulayan anne, çocukları için uygun olanın da bunlar olduğunu onlara gösterir. Ebeveynler çocuklarının davranışlarına neyi, nasıl aktardıklarını anlamalıdırlar.
Vücut imajında medyanın da büyük etkisi bulunmaktadır. Sekiz yaşındaki çocuklar bile kiloları için endişelenmektedirler. “Popüler kalabalık” nedeniyle “popüler” ve “formda” olma baskısı, sıklıkla kişinin nasıl göründüğü üzerine odaklanmıştır. Ancak kişinin kendini nasıl hissettiği sıklıkla görmezden gelinir.
Bireyin öz imajı sıklıkla özgüven olarak yansır. Bu, kişinin tamamen daha iyi görünmesini sağlar ve uzun dönemde kişinin dışarıya nasıl göründüğünden çok daha önemlidir.
Davranışlarınızı çocuklarınıza da geçiriyor musunuz?
Kendi vücudunuz hakkında neler hissettiğinizi düşünün. Kendi görünümünüz çocuğunuzun görünümü de etkiliyor mu? İmajınızın olumlu mu yoksa olumsuz mu olduğunu düşünüyorsunuz? Kendinize şu soruları sorun:
* Vücudum ya da biçimim hakkında sıklıkla yorumda bulunuyor muyum?
* Çok kısa, çok şişman olduğumu ya da biçimimin başka bir kişi gibi olmadığını sıklıkla dile getiriyor muyum?
* Kendimi kaç beden giydiğime göre yargılıyor muyum?
Eğer bu sorulara cevabınız evet olduysa vücudunuz ve şekliniz için endişelenmekte çok fazla zaman ve enerji harcıyorsunuz. Bu davranışlar çocuğunuzun hareketlerine de nüfuz eder. Sürekli olumsuz vücut görünümünüz olduğu takıntısı özgüven üzerine güçlü bir etki yaratır. Bunlar, diğer insanlarla ilişkilerinizi, kariyerinizi ve aile yaşantınız da dahil olmak üzere yaşamın diğer alanlarını da etkiler.
Kabullenen ve büyüten olun
İnsanlar kendilerini ve başkalarını olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmeli. Olabildiklerinin en iyisi olmayı amaçlamalılar. Ailelerin, olumlu değerlere vurgu yapmaları, kendilerine karşı ayırımcılığı engellemeleri ve çevrelerindekilere nasıl göründüklerine göre değil “kim” olduklarına göre örnek olmaları gerekir. Kendini kabul etmek, başkalarını kabul etmenin ilk adımıdır. Böyle yaparak bu davranışı, gelecek kuşaklarla paylaşmayı öğrenecek ve daha iyi bir hayat yaşayacaksınız.
Fazla kilolu çocukları olan anne babalar, çocuklarını uygun bir şekilde beslemelidirler. Çocukları kaç beden olurlarsa olsun, şekilleri nasıl olursa olsun, aileler sevgilerini ve desteklerini onlara göstermelidir. Evet, sağlıklı besin seçeneklerini amaçlamak ve sağlık için ne yapılabiliyorsa yapmak önemlidir ancak çocuğunuzu olabileceğinin en iyisi olması için cesaretlendirmek daha önemlidir. Herkes uzun ve ince değildir. Yalnızca daha küçük bedenlere girebilmektense sevilmeyi ve güvende olmayı hissetmek çok daha önemlidir. Olumlu davranışlarınızı çocuğunuza gösterin, bu sayede çocuğunuz daha iyi bir insan olacaktır.
Uygulayabileceğiniz iyi alışkanlıklar oluşturmak
Kendiniz ve aileniz için hedefler belirleyin. İhtiyaç duyarsanız oturun ve hareket planı hazırlayın. Bazı kurallarla başlayın. Bunları gelecek için alışkanlıklar haline dönüştürmeye çalışın. Kendinizi ne kadar iyi hissettiğinizi görünce şaşıracaksınız.
Düzenli öğün ve atıştırma zamanları belirleyin
Düzenli yemek yiyen aileler daha sağlıklı beslenme eğilimindedir. Düzenli olarak öğün planlamak, çok çeşitli yiyecekleri ve gıda seçeneklerini dengeli porsiyonlar da seçmeye yardımcı olur. Her akşam bütün aileyi yemek için bir araya getirmek zordur, ancak haftada birkaç akşam bunu planlamak, aile bireylerinin buna uygun olarak kendi programlarını ayarlamalarını sağlar. Ayrıca yemeği eğlenceli hale de getirir. Aile bireylerinin en sevdikleri yemekleri hazırlamalarına ve planlamalarına olanak tanıyın. Bu, bir kişinin üzerindeki yükü azaltır ayrıca ailelere iletişim kurmaları ve birbirleriyle olmaktan keyif almaları için fırsat sağlar.
Yeni yemek tarifleri arayın
Eğer senelerdir kullanmadığınız bir yemek tarifi dosyanız varsa onu atın ve yeniden başlayın. Bütün ailenin beğeneceği tarifler arayın, alışveriş yaparken ve yemeği hazırlarken bütün aileyi dahil edin. Gazetelere ve dergilere bakın, arkadaşlarınızla onların en sevdikleri yeni yemek tarifleri hakkında konuşun. Bunun sizin için de eğlenceli olacağını farkına varabilirsiniz.
Sürekli alışveriş listesi tutun ve her hafta alışveriş yapın
İhtiyaç duyulan yiyeceklerin listesini tutarak ve düzenli alışveriş yaparak gerektiği gibi plan yapmak, ailenin gıda stok durumunu bilmesini, hızlı ve sağlıklı yemekler hazırlamasını, aç olmadığımız halde koku ve görünümüne imrendiğiniz “abur cubur”ların yemekten kaçınmayı sağlar. Mutfaktaki tezgahın üzerine ya da buzdolabının üzerine mıknatısta boş bir kağıt koyun. Aile bireylerini alınması gereken yiyecekleri oraya yazmaları için cesaretlendirin. Eğer elinizde gerekli şeyler varsa uzun zaman içinde yemeği hazırlamak çok daha kolay ve daha az stresli olur.
Hafta sonunda fazladan yemek hazırlayın
Hafta sonunda zamanınız varken daha fazla yemek hazırlayın ve bunları daha meşgul olacağınız akşamlar için saklayın. Telaşlı akşamlarda kolaylıkla sunabilmeniz için daha fazla ana yemek yapma ya da muzlu ekmek ya da yoğurt tatlıları gibi özel yemekler hazırlamak için fazladan zamanın avantajını kullanın.
Atıştırma yiyeceklerini yanınızda götürmek için hazırlayın
Atıştırma yiyeceklerini kolaylıkla taşınabilecek şekilde ve elinizin altında bulunabilecek porsiyonlarda hazırlayın. Eğer çocuğunuzu arabayla bir yerlere götürüp getiriyorsanız ya da okul sonrası faaliyetlerde açlık hissi oluşuyorsa arabada ya da çantada atıştırmak için atıştırma yiyecekleri bulundurun.
Günün sorunlu zamanını belirlemek
Çocuğunuzun sorunlu yemek zamanlarını belirleyin ve alternatif etkinlikler bulmaya çalışın. Çocuğunuz ya da siz, akşamlan televizyon önünde yemek yemekten ya da okuldan sonra uygunsuz bir şekilde atıştırmaktan dolayı suçluysanız, günlük programı yeniden yapmayı deneyin. O zamanlarda, spor etkinlikleri ya da uzun televizyon izleme yerine yürüyüş yapma ya da okuldan sonra önceden planlanmış ara öğünler hazırlamayı planlayın. Okuldan sonra atıştırmak isteyen çocuklar, sıklıkla ilk gördükleri yemeği seçerler. Masanın üzerine taze meyve ya da bir kap patlamış mısır koymak, kurabiye kavanozunu için-dekilerden daha sağlıklı bir atıştırma seçeneğidir.
Etkinliklere zaman ayırın
Etkinlik zamanını, dans dersi ya da randevu zamanınızı planlarmış gibi belirleyin. Yemekten sonra 15 dakikalık ya da daha fazla yürüyüş yapmak gibi dinlenip sakinleşme zamanını desteklemek, rahatlamak ve bütün aile ile iletişim yolunun açılması için zaman verecektir.
Dışarıda yerken tutarlı olun
Mümkünse ev dışında yediklerinize dikkat edin. Kendinizi dışarıda haftada iki ya da üç defadan fazla yemek yememekle sınırlandırmaya çalışın. Dışarıda yemek yemek, yüksek kalori alımını destekler. Lokantalarda yemek tercihi yaparken tutarlı olun. Mümkün olduğunda fast foodlardan uzak durun. Dışarıda yediğiniz zaman, sağlıklı yemek seçenekleri sunan lokantaları tercih edin.
Hiç kimse, özellikle de bir çocuk fazla kilolu olmayı seçmez. Kontrol edilemez hale gelmeden önce oluşabilecek herhangi bir ağırlık sorunu ile ilgilenmek aileler olarak görevimizdir. Kendimiz iyi örnekler oluşturarak büyüyen ve beslenen gelecek kuşaklarımız için ilk adımı atabiliriz. Çocuklarımızı sağlıklı yiyeceklerle beslemek kadar onları desteklemek, sevmek ve önemsemek de önemlidir. Bunu yaparak daha sağlıklı çocuklar yetiştirmek için iyi bir ortam yaratmış oluruz. Bu mantıklı gelmiyor mu?