Bazı hastalıklarla tek başımıza başa çıkamayabiliriz. O sırada yaşadıklarımızı, duygularımızı günlüğümüze yazarsak hastalığın belirtilerinin anlaşılması kolaylaşabilir. Yaşamlarımıza ilişkin konulan yazmak stresi azaltır ve genel bağlamda sağlığımızın gelişmesine yardımcı olur.
Kirk insanlara düşüncelerini, duygularını, yaşadıkları günlük olaylan ya da günlüklerine almak istedikleri herhangi bir şeyi nasıl kaleme alacaklanm öğretmektedir. Öğretmen olmayan Kirk bir hastanede çalışmaktadır.
“Hastalık ve travmatik olaylarla ilgili duyguların kaleme alınması hastanın olanlan kabul etmesine, onunla başa çıkmasına yardımcı olarak içinde bulunduğu stresi ve uykusuzluğu azaltır. Be-denlerindeki stres yaratan psikolojik unsurlan değiştirerek sağlıklarını düzeltebilirler.
“İnsanların kendi iç seslerine kulak verecekleri bir yere gereksinimleri vardır. Yazmak, diğerlerinden gelecek bir yanıta bağımlı olmak yerine, insanın içindeki ürkütücü sorulara yanıt bulmasına yardımcı olur. Yazarak güç kazanırsınız,” diyor Kirk.
Ne tür bir günlük tutarsanız tutun kurallar hep aynıdır: yani, yoktur. “Dilbilgisi dersinde olmadığınızı aklınızdan çıkarmayın,” diyor Kirk. “Noktalamalara, dilbilgisine hatta hecelemelere bile boş verin. Tuttuğunuz bu günlükten size kimse not vermeyecektir. Okulda değilsiniz. Günlüğü salt kendiniz için tuttuğunuzu sakın unutmayın.”
Kirk günlük tutmaya saat tutarak başlamayı önermektedir. Kirk’in önerisi doğrultusunda kişinin o sırada aklına ne gelirse gelsin en az sekiz dakika süresince yazmasını gerektiğidir. “Günlük sizin için her gün telefonlaştığınız ya da birlikte kahve içtiğiniz bir dost kimliğine bürünmelidir.”
Kuzey Dakota Eyalet Üniversitesi araştırmacılarının yaptığı bir araştırmada astım ya da romatizma gibi kronik hastalıkları olan kişilere haftada bir kez bir saat boyunca yaşamlarına ilişkin duygularını yazmaları önerilmişti. Günlük tutmaya başladıktan aylar sonra hastaların yüzde 47′sinde şikâyetlerinde azalma ve somut bir iyileşme görülmüştür.