Cerrahı çözümlere bir bakış

Cerrahı çözümlere bir bakış

Saç transplantasyonu yaptırmayı düşünen kişilerin çoğu, bu tıp uzmanlığının faaliyet alanından ve gizli tehlikelerinden haberdar değildir. Bazı hasta­lar bu prosedürün arkasında yatan bilimsel temeli anlayabilir, ...

Cerrahı çözümlere bir bakış

Saç transplantasyonu yaptırmayı düşünen kişilerin çoğu, bu tıp uzmanlığının faaliyet alanından ve gizli tehlikelerinden haberdar değildir. Bazı hasta­lar bu prosedürün arkasında yatan bilimsel temeli anlayabilir, ...

Cerrahı çözümlere bir bakış
05 2009 - 08:30

Saç transplantasyonu yaptırmayı düşünen kişilerin çoğu, bu tıp uzmanlığının faaliyet alanından ve gizli tehlikelerinden haberdar değildir. Bazı hasta­lar bu prosedürün arkasında yatan bilimsel temeli anlayabilir, ama çok azı bütün kozmetik prosedür­lerde gerekli olan en üst düzeydeki estetik ve artis­tik yeteneğin önemini kavramıştır. Maalesef, bu prosedürleri uygulayan doktorların çoğu da hasta­ları kadar eksik bilgiye sahiptirler.

Göz alıcı pazarlama ve yoğun baskı uygulayan satış teknikleri endüstriyi ele geçirmiş ve hastanın tamamen nesnel ve mantıksal bir karar vermesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Saç transplan­tasyonu, gerçekte olduğu gibi hastalara hizmet eden tıbbi bir uzmanlık olarak değil, tüketicilere hizmet eden bir iş kolu olarak ele alınmaktadır.

Bu sahadaki pek çok doktorun yaptığı müstak­bel müşterisinin kafasını karıştırmaktır; bu da has­talar saçlarını kaybettikleri için umutsuz durumda olduklarından hiç de zor değildir. Birleşik Devlet-ler’de bilinen tabiriyle saç-restorasyonunun her çeşidini gerçekleştiren 200.000 doktor olmasına rağmen, bunlardan sadece bir avuç kadarı bu pro­sedürleri güvenli, kusursuz ve çağdaş kriterlere uygun olarak yapmaktadır.

“Bu endüstrinin tarihinde geçen otuz küsur yıl boyunca, çeşitli saç restorasyon yöntemlerinden elde edilen sonuçların sunumları konusunda açık davranılmamıştır,” diyor 1995 yılında meslektaşı Dr. Robert M. Bernstein ile birlikte, International Journal of Aesthetic and Restorative Surgery’de foliküler transplantasyonu tanıtan Dr. William R. Rassman. Foliküler transplantasyon tekniği, günü­müzde en güvenli, en doğal görünen sonuçları veren ve başarılı bir saç transplantasyon meto­dudur. Rassman ve Bernstein yeni bir çığır açan teknikleriyle, tıbbi yayınlarda çıkan raporlarıyla ve tıbbi konferanslardaki sunumlarıyla bu sahanın ileri görüşlü ve vicdanlı kişileri olarak ortaya çık­mışlardır. “Açık davranmama durumu hala mevcut­tur. Bu yüzden, hastaları direk olarak görmeye ve incelemeye izin vermeyen şüpheli tıbbi iddialara karşı uyanık olun. Geçmişten gelen ilkel teknik­lerin bir an önce bırakılmasını ümit ediyoruz.”

Tüketici savunucusu olarak, saç kaybı süreci­nin çeşitli aşamalarındaki insanlarla konuşuyorum. Bunlardan bazıları önceden saç restorasyon ameli­yatı geçirmiş oluyor. Bu kişilerin çoğu elde ettikleri sonuçtan mutlu değil ve hatta bir çoğu, tembel ve vicdansız doktorlar tarafından hala kullanılmakta olan zamanı geçmiş cerrahi prosedürler yüzünden deforme olduklarını hissediyorlar (birçoğu gerçek­ten de deforme olmuş). Şahsen, flap, kafa derisi .küçültme, lineer saç ekimi ve saç kaldırma gibi bar­barca yöntemlerin neden olduğu korkunç deformasyonlar gördüm.

Birçok doktor hala eskiden kalma saç trans­plantasyon yöntemlerini kullanmakta ve hastayı doğal olmayan (oyuncak bebek saçma benzeyen) bir görüntüyle ve kafa derisini deforme eden yara izleriyle bırakmaktadırlar.
Aşağıda belirtilen yedi eskiden kalma yönte­min size uygulanmasına izin vermeyin.

1. Doku parçası – Flap
Başın yan tarafından alınan bir cilt parçası (flap), üzerindeki doku, saç telleri ve saç folikülleri ile bir­likte ön saç çizgisine kaydırılır. Bunu yaparken flap, kan dolaşımından ve kafa derisinden tamamen ayrılmaması için sadece üç tarafından kesilir. Bu yöntem ciddi bir ameliyattır ve hastanede yapılması gerekir. Bir flap, iki buçuk santim eninde ve yak­laşık yedi- on sekiz santim boyundadır. Kelleşen bölgeye dikildiğinde saçlı kısmın dış yüzeyde olması için dibinden çevrilmesi gerekir. Çevrilme yerinde bir kabarıklık kalır ve yumru gibi görünür. Bu yöntemle ilgili diğer ciddi problemler şunlardır:
* Nekroz: kesilen parçanın, geride geniş çir­kin bir yara izi bırakarak, kısmen ya da tamamen ölmesi olasılığı çok fazladır.
* Saç normaldekinin ters yönünde uzar.
* Enfeksiyon.
* Donör bölgede saç kaybı ve büyük yara izi.
* Cilt alında bollaşır ve Frankeştayn ya da neandertal bir görüntü verecek şekilde kaşların üzerine sarkar.
* Yeni yaratılan ön saç çizgisinin arkasında saç yoktur.
* Kesilen parçanın kötü yerleştirilmesi.
* Parçanın dikimi sırasında yara izi oluşması.
* Kafa derisinin bütünlüğünün bozulması.

Serbest formlu flap ise, parçanın dört tarafının da kesilmesi ve donör bölgeden tamamen ayrılması ile elde edilir. Bu şekilde kelleşen bölgedeki yeni pozisyonunda, normal saç çıkış yönüne göre yer­leştirilebilir. Ne flap ne de serbest formlu flap yön­temleri asla kullanılmamalıdır.

2. Çizgisel saç ekimi
Başın yanından ya da arkasından 3-4 milimetrelik çizgisel bir donör saç şeridi alınır ve küçük par­çalara bölünmeksizin olduğu gibi ya da büyük parçalara bölünerek ekilir. Bu büyük parça, küçük deliklere yerleştirilemeyeceğinden, kelleşen bölge­de ameliyatla büyük bir delik oluşturulur ve parça o deliğe yerleştirilir. Saç çizgisel bir doğrultuda uzar ve bu kozmetik olarak kabul edilemez bir görüntü verir.

3. Dairesel ya da kare saç ekimi
Bunlar, ilk zamanlarda uygulanan standart, çağdışı ve takma saç görüntüsü veren transplantasyonlar­dır. 3-5mm.lik her bir parça, bir delgi aletiyle ekilir; bu da yaklaşık kurşunkalem silgisi boyutlarında bir tutam saç oluşturur. Bu parçalar dairesel de olsalar, kare de olsalar çok büyüktürler ve saçın kafada doğal olarak uzaması görüntüsüyle uzaktan yakın­dan bir ilgileri yoktur. Parçalar büyük olduğu için ekildikleri yerdeki kan yeterli gelmez ve bu nedenle ekilen parçaların ortasında genellikle saç çıkmaz. Bu da, hastanın kafasında simit şeklinde bir görüntü oluşturur. Oyuncak bebek saçı – kellik okyanusundaki saç adacıkları – görüntüsünden de bu geniş parçalar sorumludur. Bu yöntemde kafa derisinde yara izleri kalması çok yaygındır. Bu parçaların yeni geliştirilen küçük versiyonları -önce mini sonra mikro parçacıklar- bile doğal bir görünüm vermekten uzaktır. Bu nedenle de saç transplantasyonu ancak foliküler birim (kafa deri­sinde saçın doğal büyüme şekli olan bir-dört adetlik saç kümesi) denilen parçacıklarla yapılmalıdır.

4. Kafa derisini küçültme
Kelliğin küçültülmesi, galeoplasti ya da erkek tipi küçültme olarak da bilinen kafa derisi küçültmeleri barbarcadır ve çirkin bir görüntü yaratmaktadır. Lokal anesteziyle doktorun ofisinde yapılan bu işlemde, kafa derisinin üst ya da tepe kısmındaki kel bölge kelimenin tam anlamıyla kesilerek alınır ve etraftaki saçlı deri her iki taraf da ortada birleşe­cek şekilde kenarlarından dikilir. Bazı vakalarda, başınızın tepesinin ya da arkasının kalçalarınız gibi görünmesine neden olan gizli bir yara izi kalır. Kafa derisi küçültmeden kaynaklanan diğer problemler şunlardır:
* Saç kaybınızın doğal seyrinden daha hızlı olacak şekilde artması. Saç kaybı birkaç hafta ya da ay içinde olabilir ve saçlar ge­nellikle bir daha çıkmaz.
* Kafa, derisinin incelmesi
* Saçın büyüme yönü değiştirildiği için doğal olmayan bir görüntü.
* Enfeksiyon.
* Hemoraji ve hematoma (kan toplanması).
* Geri kayma: Saçlı kafa derisinin gerilip dikilen bölümünün gerginliğini kaybederek tamamen ya da kısmen geri kayması ve yara izi olan kel bölgeyi açıkta bırakması.
* Dikiş yeri reaksiyonu: Derinin alt tabaka­larındaki dikişler ağrı ve şişmelere neden olabilir. Vücut bu dikişleri reddedebilir ve bu da dikiş yerlerindeki kafa derisinde delikler oluşmasına neden olur.
* Bazı doktorların ortaya sürebilecekleri iddi­aların aksine, kafa derisi küçültme yöntemi, saçı transplantasyonlarda kullanılabilecek şekilde muhafaza etmez. Çünkü, kalıcı saç tepedeki geniş bölgeyi örtmek üzere esne­tilir. Bu da normalde transplantasyonda donör olarak kullanılacak kalıcı saçın azal­masına yol açar.

5. Saç kaldırma
Bu yöntem, kafa derisi küçültme yönteminin daha radikal bir şeklidir ve kafa derisinin kesilmesi veya gevşetilmesi işlemi, kafa derisindeki ana damar­ların altındaki bir seviyeden yapılır. Bu kan da­marlarına zarar vermemek için sinirler kesilir ve
bağlanır. Bu kafanızın kalıcı olarak uyuşmuş kal­masına neden olur. Diğer kafa derisi küçültme yöntemlerinin aksine, bu ciddi bir ameliyattır ve hastanede genel anestezi ile yapümayı gerektirir. Kulakların çevresinde görülür yara izleri bırakır ve genellikle fazladan saç kaybına neden olur.

6. Kafa derisi şişiricileri
Bunlar, kafa derisi ve kafatası arasında yaratılan ceplere koyulan silikon balonlardır. Birkaç hafta içinde ameliyat yerleri iyileştikten sonra bu balon­lar bir seri tuz solüsyonu enjeksiyonuyla yavaşça doldurulur. Kafa normal büyüklüğünün iki üç katına kadar şişirilir. Bu radikal yöntem, sadece hastanın kafa derisinde derin yanıklar oluşturan travma vakalarında tavsiye edilir.
Bütün diğer kafa derisi şişirme yöntemleri, travma vakalarında kullanılması dışında tavsiye edilmez.

7. Genişleticinin kullanımı
Bazı doktorlar, ekilecek saçın yerleşeceği çok ufak bir yarık açtıktan sonra, bu yarığa kamışa benzeyen
içi boş çelik bir iğne şeklinde bir genişletici koyar­lar. Genişleticiyi çıkardıktan sonra, genişlemiş olan yarığa minik parçaları yerleştirirler. Bu yöntemin dezavantajları şunlardır:
* Birçok doktor, genişleticiler kullanıldığında ekilen saçın hangi yöne uzayacağını kont­rol edememektedir.
* Alıcı bölgedeki doku genişletici yüzünden zedelenebilir.
* Alıcı bölgedeki iğne delikleri genişleticiyi içine alabilmesi için saçtan daha geniş ol­mak zorundadır. Bu da saçın yoğunluğu­nun az olmasına neden olur.

“Parçalar küçüldükçe, bazı doktorlar bu hassas parçaları kafa derisindeki alıcı bölgede bulunan küçük deliklere ve mikro yarıklara yerleştirmekte çok büyük güçlük yaşıyorlar,” diye açıklıyor Dr. VVilliam Rassman. “Bazı doktorlar genişleticiler kullanmaya başladı. Doktor veya teknisyenlerin parçaları yerleştirme esnasında deliklerin yerini bulabilmeleri için, bu çelik iğneler, genellikle bir basınçla yerleştirilir. Ama zamanla birçok doktor bu genişleticilerin gerekli olmadığını, parçaların onlar olmadan da deliklere yerleştirilebileceğini öğrenmislerdir. Gerekli olan şey öğrenmeye çalışmak, ama bazı doktorlar öğrenmemeyi seçiyorlar.”

Dr. Rassman, hastaları bu hassas transplantas­yon yöntemi konusunda pek hünerli olmayan dok­torlara karşı uyarmaktadır. “Eğer bir doktor bu yöntemi hassas bir şekilde yapamaz ve hastaya saç transplantasyonunun ancak genişleticilerle müm­kün olduğunu söylerse, bu bir ressamın müşteriler­ine Mona Lisa’nın ancak ev boyama fırçalanyla yapılabileceğini söylemesine benzer.”

“Öyle görünüyor ki, bu konuda çok az bir deneyim ve eğitimle bile kendini saç transplantı uzmanı olarak ilan eden herkes, kırılgan ve naif olan halkı ikna edebilmektedir,” diyerek uyarıda bulunuyor Dr. Rassman, Uluslararası Saç Resto­rasyonu Topluluğu’nun resmi yayını olan Hair Transplant Forum Internationaı’in 1994 Temmuz sayısında. “Büyük parçalarla standart sayıda saç transplantı yapmaktan, çok küçük parçalarla çok fazla sayıda saç transplantı yapmaya geçiş, birçok pratisyenin farkında olmadığı derecede karmaşık ve zordur.”

Bu bölümün amacı, hastayı bu endüstrinin tehlikeli mayın tarlasından güvenle geçirmektir. Bu vicdansız doktorların, tıp asistanlarının ve satıcıların “satışı gerçekleştirmek” adına her şeyi söyleyebileceğini ve yapabileceğini aklınızdan çı­karmayın.
Bu bölümdeki cerrahi tekniklerle ilgili olarak verilen bilgi, en güncel ve çağdaş bilgidir.

Bu yöntemler deformasyona, yara izine, takma saç ya da yama görüntüsüne yol açmayan en doğal görüntüyü sağlarlar. Bu bölüm, tamamen kurallar­dan uzak olan bu endüstrinin sesi ve vicdanı olan iki doktorun çalışmalarını anlatmaktadır. Dr. Bern-stein ve Dr. Rassman’m yeni bir çığır açan foliküler transplant isimli tekniklerini inceledim ve sayısız doktorla görüştüm. Dr. O’Tar Norwood’un (yıllarca önce erkek tipi kelliği ölçmek için standartları oluş­turan Nonvood Olçeği’ni ortaya koyan kişi) Hair Transplant Forum International’in 1997 Mayıs sayı­sında yazdığı gibi, Bernstein ve Rassman’ın metodu “zamanı gelmiş bir fikirdi.”

Dikkatli bir araştırma ve bu kitapta teknik-lerdeki üerlemeler hakkında verilen bilgiler saye­sinde saç transplantasyonu fark edilemez ve doğal görünümlü olacaktır.

Saç transplantasyonu tek başına ya da ilaç, diyet veya bitkisel terapilerle birlikte uygulandığında, ömür boyunca sağlıklı, çekici saçlara sahip olmanız veya saçlarınızı geri kazanmanız mümkün olabilir.


3771 .

  • 0
x