Bioelektrik yükü

Bioelektrik yükü

İnsandaki bütün dokular ve hücreler elektrikle yüklü­dür. Aslında tıpkı bir alkali pilin çalışmasına benzer. Alka­li pilin artı ve eksi kutbu gibi, hücrenin de bir çekirdeği ...

Bioelektrik yükü

İnsandaki bütün dokular ve hücreler elektrikle yüklü­dür. Aslında tıpkı bir alkali pilin çalışmasına benzer. Alka­li pilin artı ve eksi kutbu gibi, hücrenin de bir çekirdeği ...

Bioelektrik yükü
19 2009 - 23:57

İnsandaki bütün dokular ve hücreler elektrikle yüklü­dür. Aslında tıpkı bir alkali pilin çalışmasına benzer. Alka­li pilin artı ve eksi kutbu gibi, hücrenin de bir çekirdeği (nükleus) ve sitoplazması vardır. Doğanın dengesine uy­gun olarak, hücrenin çekirdek ve stoplazması da kendi kar­şıtını çeker. Çekirdek pozitif, stoplazma ise negatif “ku­tuptur. Karşı yük kendi alanında toplandığında, hücre içindeki enerji akımı için potansiyel artar. Hücre içindeki enerji potansiyeli ne kadar çok olursa, hücre de o kadar sağlıklı olur.

İnsan hücresi de alkali pil gibi kendi karşıt yükünü ya­ratma kimyasına dayanır: Bazı mineraller negatif (alkali), bazıları da pozitif (asit) yüklüdür. İnsan bedeninde, bu mi­neraller enerji üretimi (karbonhidratların yakılması) süre­since serbest kalırlar. Bu esnada ayrıca hafif asidik atıklarüretilir. Sağlıklı hücrelerin çekirdeğinde ve stoplazmasında yeterli miktarda, ayrı ayrı negatif ve pozitif yük rezervi bu­lunur. Canlı besinlerle beslenme, hücresel enerjiyi yüksek tutmak için gerekli olan biyoaktif alkali ve asit elementleri­nin seviyesini yüksek tutarken, hücredeki asitli atıkları dü­şük seviyede tutar.

Hücrenin çekirdeğindeki biyoaktif asit miktarı geriledi­ğinde, hücre sağlıksız bir duruma düşer. Daha önemlisi, stoplazmada yeterli miktarda uygun biyoaktif alkali rezervi yoksa, ama buna rağmen çeşitli kaynaklardan yığılmış fazla miktarda asitli atık madde birikmişse, bu da hücreyi sağlık­sız duruma getirir. Sonuç olarak, çekirdek ve stoplazma ara­sındaki yük ve hücresel enerji kaynakları azalır, bu da meta-bolik asidin birikmesini kolaylaştırır. Hücresel enerjinin azal­ması, fiziksel rahatsızlıklarla sonuçlanan bir dizi olumsuzlu­ğa davetiye çıkarır. Nasıl mı?

Elektriksel alanların dayanıklılığı ve gücü, hücrenin gücü­nü gösterir. İnsan bedeninde, hücrelerdeki ve hücreler ara­sındaki düzgün elektrik yükü, kendini toksinlerden kurtar­maya ve işine yarayan besin ve oksijenli malzemeleri almaya ortam hazırlar. Bu süreç, sağlığın ve uzun yaşamın anahtarı­dır. Stoplazmadaki kimyasal ortam asidik ortama döndüğün­de ve potansiyel enerji, hücredeki bu hayat verici ve alıcı fonksiyonu destekleyecek eşiğin altına düştüğünde hücreler ölür.
Hücredeki elektriksel potansiyelin düşmesi, hastalığa gi­den yoldaki ilk adımdır. Bu, laboratuvara gitmeden önce ger­çekleşir ve tanı koymak için yapılan testler, bedende yolunda gitmeyen tek bir şey dahi bulamaz.

Canlı besinlerle beslenmenin biyoelektiriksel faydaları­nın mucidi, Viyana Üniversitesi Birinci Tıp Kliniği’nin baş­hekimi olan Profesör Hans Eppinger’dir. Canlı besinlerle beslenmenin, doku hücreleri ve kılcal damar hücreleri ara­sındaki elektriksel potansiyeli artırarak hücrenin seçme ka-pasitini artırdığını bulmuştur. Dr. Eppinger, canlı besinlerin hücre içi ve hücre dışı toksin boşaltımı ve besin emilimini önemli derecede artırdığını belirtmiştir. Dr. Eppinger ve bir­kaç meslektaşı, elektriksel potaniyel zayıfladığında ve hüc­resel dejenerasyon başladığında, dokulardaki mikroelekt-riksel potansiyeli yenileyebilen tek şeyin canlı besinler ol­duğunu bulmuşlardır.

Güneş ışınları ile yüksek elektron yükü canlı besinlere iletilir, böylece elektrikle yüklenen canlı besinleri yiyerek güneşin elektronlarını alırız. Güneş enerjisi ile yoğunlaşan besinler, beden hücrelerine fayda sağlamak üzere beslenir­ler. Bu alandaki araştırmacılar, bu yoğunlaşmış elektrik enerjisinin, elektron alışverişinde bulunan ve sistemimizde hareketsiz duran molekülleri harekete geçirdiğine inan­maktadırlar. Bu yüzden canlı besinlerdeki yüksek elektrik potansiyeli, iyileşme gücü açısından son derece önemli bir faktördür.

Kaliforniya’daki Biyoenerji Bilimleri Kurumu doktoru Valerie V. Hunt, hücrelerin biyoenerjisi ile ilgili buldukları­nı, Kirlian fotoğraf tekniği ile dikkatli bir şekilde belgele­miştir. Bu ultraviyole film tekniği, herhangi bir yaşam for­mundaki elektriksel gücü açık bir şekilde ortaya koyar. Canlı renklerde ortaya çıkan değişmiş elektro ışıma alanla­rının canlı besini sarmaladığını (Şekil 2 – 4′e bakınız), ancak abur – cubur yiyeceklerde elektriksel yaşamın olmadığım gözler önüne serer.

Buğdayı ele alalım. Elektrik yükünün olması ya da elekt­riksel açıdan ölü olması, buğdayın nasıl hazırlandığına bağlı olarak değişir. Filizlendirilerek yendiğinde, öğütülerek “piş­memiş” ekmek yapıldığında ya da bir tepsinin üzerinde ot olarak yetiştirlidiğinde buğdaya canlı besin gözüyle bakabilirsiniz. Buğday bu formlardayken elektrik yükünü ve oksi­jen içeriğini korur. Buğday bu şekilde tüketildiğinde, besin ve insan hücreleri arasında gerçekleşecek olan elektrik çeki­minin ve özümsemenin normal biyoaktif döngüsü sağlanmış olur.

Elektrik yükü ile bedene giren canlı besinler için insan hücreleri oldukça çekicidir. Bu da yiyeceklerdeki besinlerin emilimini kolaylaştırır.

Aynı miktarda buğdayı öğütüp, pişirip ekmek yaptığı­nızda elektriksel yükünü yok etmiş olursunuz. Bu şekilde bedene giren buğday, yaşamak için oksijen ve enzime ihti­yacı olan hücreler için pek çekici değildir ve besin olarak emilemeyecek kadar uygunsuzdur. Bedende özgürce gezi­nen bu maddeler, hücreleri tıkayan tortular olarak kalırlar. Böylece ne besin olarak hücrenin işine yararlar ne de toksin­leri yok edebilirler. Beden, yıllar boyu bu olumsuz koşulla­ra karşı koymak için mücadele edecektir. Ancak zaman dol­duğunda savaşı kaybedeceği ve hasta duruma düşeceği ga­rantidir.

Günümüz bilimi, bedenin yaşlanması ve ölümüne dair bir karara varmış değildir. Elektrik yükü tükenmiş mikros­kobik hücrelerimiz tam olarak incelendiğinde bu sorunun yanıtı verilebilir. Beden hücrelerinin elektrik yükünü yeni­leyebilen tek şeyin canlı besinler olduğunu da o zaman an­layacağız. Çünkü bedeni genç kılan tek şey canlı besinler­dir.

2683 .

  • 0
x