Besin – ağırlık oranları, işlenmiş yiyeceklerin besin eksikliğini ve hayvansal kaynaklı yiyeceklerin yağlı yapısını gizler. Yiyecek endüstrisinin ve USDA’nin bu metodu seçmesinin nedeni bu olabilir mi? Tüketicilerin gerçekte ne yediklerini fark etmemeleri için bir komplo olabilir mi bu?
Örneğin, Burger King’den alınmış bir beykınlı duble çiz-burgerin az yağlı bir yiyecek olmadığı açıktır. Yağ yüzdesini ağırlığa göre hesaplar ve ketçap ve sandviçini de eklersek, sadece yüzde 18 yağ içerdiğini doğru bir şekilde söyleyebiliriz (yüzde 80′den fazlası yağsızdır). Fakat, kalorilerin yüzdesine baktığımızda yüzde 54′ü yağdır ve sadece hamburger etinin yüzde 68′i yağdır. McDonalds’ın McLean burgeri birkaç yıl önce aynı sayısal aldatmacayla yüzde 91 yağsız olarak lanse edilmişti, oysa ki kalorilerinin yüzde 49′u yağdan oluşuyordu.
Benzer şekilde yüzde 2 az yağlı süt denilen sütteki yağ aslında yüzde 2 değildir. Bu sütteki kalorilerin yüzde 35′i yağdan gelmektedir. İçerdiği su yüzünden ona (ağırlığına göre) yüzde 98 yağsız süt diyebilirler. Az yağlı süt kesinlikle az yağlı bir ürün değildir; kalori başına düşen yüzdesine göre yağ oranlannı tekrar hesapladığınızda az yağlı peynir ve diğer az yağlı hayvansal ürünler de az yağlı yiyecekler değillerdir. Bu sadece Amerikalılar üzerinde oynanan üzücü bir oyundur. Tam yağlı bir sütteki kalorilerin yüzde 49′u yağdan oluşmaktadır.