Tüm bebeklerin doğuştan konuşabildikleri tek dil vardır: Ağlama dili. Bu dil sizinle iletişime geçmek için kullandığı en dolaysız araçtır. “Anne, yardımına ihtiyacım var” dese hemen koşarsınız değil mi? Onun ağlaması da aynı etkiyi yaratır ve minik bebeğiniz bunu çoktan öğrenmiştir. Ağlamasını durduramasamz bile, onu kucağınıza alıp sakinleştirmeye çalışmanız, bebeğinizin kendini iyi hissetmesini sağlayacaktır.
Annelerin büyük bir kısmı bebeğinin ağlamasına dayanamaz. Zaten olması gereken de budur. O her ağladığında hemen bir şeyler yapmanız gerektiğini fısıldayan bir ses belirir. Onu kucağınıza alıp, odanın içinde yürüdüğünüzde minik sırtını sıvazladığınızda rahatladığını göreceksiniz. Ya da en etkili silahınızı da kullanabilirsiniz. Çoğu annenin içgüdüsel olarak yaptığı ağlayan bebeği emzirme, siz ve bebeğiniz için de huzur kaynağı olacaktır.
Ağlayan bebeğinizin sizin şefkatinize ihtiyacı olduğu bir gerçek, ancak onun ağlamasından kendinizi sorumlu tutmanız yersiz. Bebeğiniz yaradılış itibari ile kendi içsel ihtiyaçları doğrultusunda ağlar. Bazı bebekler, annelerinin kucaklarındayken bile daha sık ve daha şiddetli ağlarlar. Bu annelerinin kapasitelerinin yetersiz olduğunun göstergesi değildir. Size düşen ona yalnız olmadığını göstererek, ihtiyacı olan huzuru elinizden geldiğince hissetmesini sağlamak.
Bebeğinizi, onu kucağınıza aldığınızda ya da emzirdiğinizde bile sakinleştiremiyorsanız, bebeklerde ağlama nedenleri üzerine ufak bir araştırma yapmanız gerekebilir. İlk olarak bir pedi-yatriste başvurup, bebeğinizin sağlığı ile ilgili her şeyin yolunda gidip gitmediğini kontrol ettirebilirsiniz. Tabii bunun her zaman işe yaradığını söylemek mümkün değil. Bir anne ve pediyatrist eşi olarak, aşırı ağlayan bebeklerde en sık görülen rahatsızhğın gastroözofajeal reflü olduğunu söyleyebilirim. Annelerin diyetinin de bebeklerin huzursuzlaşmasına sebep olabileceğini söylemekte fayda var. Altıncı bebeğim henüz iki haftalıkken, iflah olmaz şekilde ağlama krizlerine tutuluyordu. Ne kucağıma alışım, ne sırtını sıvazlayışım, ne de sütüm işe yarıyordu. Huzursuzluğunun altında fiziksel bir acı yattığı belli oluyordu. Aynı dertten muzdarip olan birçok anneye danıştım, yiyip içtiklerime dikkat ettim ve son olarak bebeğimin ağlamasını durdurmamı sağlayan Amerika’da “caveman diyeti” olarak bilinen ve yeni annelerin uyguladıklan diyetini uyguladım.
Bebeğinizin ağlamalarını dikkate alıp yanıt vermeniz onun için çok önemli. Çünkü bu sayede, bir şeye ihtiyacı olduğunda onu elde edebilecek kudretin, kendinde mevcut olduğunun farkına varır. Ayrıca sorunlarının tarafınızdan çözümlenmeye çalışıldığını görmek, ona kendisinin, sizin gözünüzdeki değerini keşfetmesini sağlayacak ve bu ona ihtiyacı olan özgüveni getirecek. Huzursuzlaşıp ağladıktan sonra onu yatıştırışınız, hayatta karşısına çıkacak olan sıkıntıların ardından refahın geleceğini gösterir ve büyüdüğünde bile bebekliğinde öğrendiği bu ilk şeyle, zorluklara sebatla göğüs gerer.
Eğer ilk zamanlarda bebeğinizin ağlamasına hemen yanıt verir ve yardımına koşarsanız, birkaç ay içinde daha az ağlamaya başladığını fark edeceksiniz. Mutlu bir bebeğe annelik yapmak, çok daha kolay ve eğlenceli olduğundan, bu sizin için bir avantaj olacaktır. Aynca ağlayan bebeğinize ne kadar erken çareler sunarsanız, ağlamasını o kadar kısa sürede durdurabilirsiniz. Geciktiğiniz takdirde onu susturmak uzun vaktinizi alabilir hatta ağlaması kesilse bile hıçkırıkları hem sizi, hem onu huzursuz eder. Zira umutsuz bakışlan ve titreyen sesi kendinizi suçlu hissetmenize neden olabilir.
Ağlamalarına erken yanıt alan bebeğiniz, bir şeye ihtiyacı olduğunda yapması gereken tek şeyin ağlamak olduğunu öğrenir. Bu, kesinlikle onun şımaracağı anlamına gelmez. Aksine tıpkı bir yetişkin gibi isteklerinin yerine gelmesi için metot geliştirdiğini gösterir. Zaten kısa bir süre sonra siz onu o kadar iyi tanıyor olacaksınız ki, ihtiyaçlarını o ağlamaya başlamadan anlayacak ve karşılayacaksınız. Mesela, anneler bebeklerinin uyanır uyanmaz kucağa alınmaktan hoşlandığını iyi bilir. Siz de onun rutin uyanma saatinde hemen yanına gidip, onun sizi minik çığlıkları ile çağırmasını beklemeden, istediği şefkati ona sunabilirsiniz. Bu sayede bebeğiniz uyandığında, kısa bir süre içinde yanına gideceğinizi bildiğinden kendini daha huzurlu hisseder. İkiniz de birbirinizi anlıyor olmanın tadını çıkarabilirsiniz.
Bazı anneler bebekleri ağladığında, onları susana dek yalnızlığa terk ederek onları terbiye ettiklerini düşünürler. Ağladıklarında yanlarına kimsenin gelmediğini gören bebeklerin, bir süre sonra ağlamaktan vazgeçtikleri doğru ancak bunun doğurduğu olumsuz sonuçlar, sözde getirilerinden çok daha fazladır. Dokuz ay boyunca tüm ihtiyaçlanm karşılayan annenin, dışarıdaki dünyada kendine uzak olduğunu görmek, bebeğinizin yeni hayatına adapte olmasını hayli zorlaştıracağı gibi aranızdaki ilişkinin, bir komşu ya da akraba ilişkisinden yakın olamamasına sebebiyet verir.
Küçük bebeğiniz ağladığında onu tam olarak ne zaman kucağınıza almanız gerektiği konusunda, ikilemde kalmanıza lüzum yok. Ağlar ağlamaz uzatın ona ellerinizi. Onu sakinleştirecek yollann hepsini deneyin. En sonunda, en çok işe yarayanını keşfetmiş olacaksınız. İhtiyacı olduğunda yanında olmanız, ilk denemede en etkili yolu bulmanızdan çok daha mühimdir.
Ağlamak için açlık, üşüme, terleme ve ıslak bez gibi bir sürü sebepleri vardır bebeğinizin. Ancak ne değiştirilen bez, ne müzikli beşik ne de sallanan koltuğu tam olarak ihtiyacı olan şeydir. Onu rahatlatacak asıl şey huzur bulacağı kollarınızdır. Genelde bebekler siz yanınızda dursanız dahi, herhangi bir yerde uzun süre yatmaktan sıkılırlar. Eğer onu kucağınıza aldığınızda onun kendini daha iyi hissettiğini düşünüyorsanız, bunu hep yapın.
Çoğu yeni anne için bu ufacık şey çok düşündürücü olabilir. Bebekleri her ağladığında yanma koşup, onları kucaklarına alma fikri, bebeklerinin onları kontrol ediyor olması fikrini doğurabilir. Kaygılanmanıza lüzum yok. Onun henüz konuşamadığını ve tek iletişim aracının ağlayışı olduğu gerçeğini sakın aklınızdan çıkarmayın. Onun her ağlayışı, aslında sizinle iletişime geçme çabasıdır. Bir yetişkin olarak iletişimin hayatınızdaki önemini düşünün. Bebeğinizin bu kabiliyete doğuştan sahip olduğu için sevinmelisiniz.
Dolayısıyla, bebeğiniz ağladığında yapmanız gereken tek şeyin, onu bir an önce susturup, sesi kesmek olduğunu düşünmeyin. Önce neden ağladığını bulmaya çalışarak, aranızdaki iletişimin en sağlıklı şekilde kurulmasını sağlayın.