Ayaktaki kemik çıkıntıları nasıl tedavi...

Ayaktaki kemik çıkıntıları nasıl tedavi ediliyor?

Ayak başparmağındaki deformite, ağrı ve şekil bozukluğuyla yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık. Ayak başparmağındaki deformite, ağrı ve şekil bozukluğuyla seyrederek yaşam kalitesini olumsuz yönde ...

Ayaktaki kemik çıkıntıları nasıl tedavi ediliyor?

Ayak başparmağındaki deformite, ağrı ve şekil bozukluğuyla yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık. Ayak başparmağındaki deformite, ağrı ve şekil bozukluğuyla seyrederek yaşam kalitesini olumsuz yönde ...

Ayaktaki kemik çıkıntıları nasıl tedavi ediliyor?
06 2007 - 10:20

Ayak başparmağındaki deformite, ağrı ve şekil bozukluğuyla yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık.

Ayak başparmağındaki deformite, ağrı ve şekil bozukluğuyla seyrederek yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık. Rahatsızlık, yüksek topuklu ve ucu sivri ayakkabıları tercih etmeleri nedeniyle en çok kadınları tehdit ediyor. Genellikle 40-50 yaş grubunu etkisi altına alan bu problemin tek köklü tedavi seçeneği, ameliyat. Cerrahi operasyonlarda başarı oranı ise oldukça yüksek oranlarda seyrediyor.

A yak başparmağındaki kemik çıkıntısı, sıklıkla ağrı ve şekil bozukluğuyla kendini gösteriyor. Yürürken güçlük çekilmesi, istenilen her ayakkabının giyilememesi veya giyildiğinde ayaklarda rahatsızlık yaşanması ayak başparmağındaki kemik çıkıntılarında sıkça karşılaşılan sorunlar. Doğuştan veya genç yaşta da görülebilen bu deformite, genellikle 40-50 yaş grubunu etkisi altına alıyor. Kadınlarda erkeklere oranla 5 kat daha fazla görülüyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Şeref Aktaş, parmaklardaki deformitenin kadınlarda daha fazla görülmesinde birkaç faktörün etkili olduğunu belirterek, bu etkenleri şöyle sıralıyor: “En önemli sebebi, kadınların yüksek topuklu ve ucu sivrilen ayakkabıları tercih etmeleri. Hamilelik döneminde hormonal dengelerin değişmesi nedeniyle, ayak kemikleri arasındaki bağların gevşemesi de en sık suçlanan faktörlerden. Düztabanlık veya kas yapısındaki bozukluklar gibi ayağın kendisinden kaynaklanan sorunlar, serebral paralsi veya felç gibi nörolojik hastalıklar da bu deformiteye yol açabiliyor.”

Doç. Dr. Aktaş, deformitenin gelişmesinde, her iki cinsiyette ailesel öykünün de büyük rol oynadığına dikkat çekerek, “Öyle ki, ailesinde kemik deformitesi olan her 100 kişiden 60-70′inde bu sorunun geliştiğini görüyoruz” diyor. Zaman zaman şiddetli ağrılarla seyrederek yaşam kalitesini bozan başparmaklardaki bu kemik çıkıntıları, operasyonla tümüyle ortadan kaldırılabiliyor. Ancak operasyondan başarılı sonuç alınabilmesi için zaman kaybetmeden doktora başvurmakta fayda var.

Doç. Dr. Şeref Aktaş, başparmaktaki kemik çıkıntılarının tedavisinde öncelikle ağrıyı dindirmeyi hedeflediklerini, bunun için de ağrı kesicilerden yararlandıklarını söylüyor. İlaç tedavisinin tek başına yeterli gelmediğini vurgulayan Doç. Dr. Aktaş, dikkat edilmesi gereken noktaları da şöyle aktarıyor: “Kadınların öncelikle yüksek topuklu ve ucu sivrilen ayakkabı giyme alışkanlıklarından vazgeçmeleri gerekiyor. Başparmakta çıkıntı başladığı zaman ağrıyı dindirmek için rahat ayakkabılar giyilmeli, geceleri de parmaklara ağrıları azaltan silikon makaralar takviye etmeli. Ayrıca uzun süre ayakta durmaktan kaçınmakta da yarar var. Ayağın iç tarafına monte edilen ateller de etkili oluyor. Fakat yapılan çalışmalara göre, ağrıların giderilmesinde etkili olan bu yöntemler deformitenin önlenmesinde pek yarar sağlayamıyor. Hasta ağrıyı artık her gün çekmeye başlamışsa, bu durumda cerrahi müdahale öneriliyor.”

Operasyonla köklü çözüm!
Ayak başparmağındaki kemik çıkıntıları, günümüzde yaklaşık bir saat süren bir operasyonla tümüyle ortadan kaldırılabiliyor. Deformiteye uygun ameliyat yapıldığı takdirde sorunun tekrarlama riski yüzde 1 gibi çok düşük bir düzeyde seyrediyor. Operasyon lokal ya da genel anestezi altında yapılıyor. Ayrıca hastanın tercihi doğrultusunda bel bölgesinden aşağısının uyuşmasını hedefleyen spinal anesteziye de başvurulabiliyor. Operasyonda hangi yönteme başvurulacağı ise kemik çıkıntısının şiddetine ve şekline göre belirleniyor.
Doç. Dr. Şeref Aktaş, günümüzde kullanılan teknikler hakkında şu bilgiyi aktarıyor: “Kemik çıkıntısının birçok tipi var. Öncelikle bu çıkıntının eklemden mi yoksa, kemikten mi kaynaklandığını tespit etmemiz gerekiyor. En sık, parmakla tarak kemiğinin eklem yaptığı bölgede kaynaklanan sorunlara operasyon uyguluyoruz. Tarak kemiğinin eklem bölgesine yakın kısmına 3-4 cm’lik küçük bir kesi yapıyor ve kemiği kaydırarak düzgün hale getiriyoruz. Bu arada kaydırılan kısmı ana kemik bölgesine bir adet vidayla tutturuyoruz. Kullandığımız bu vida vücutta kalıyor. Ancak yeni geliştirilen teknikler sayesinde hasta artık ayağındaki vidayı hiçbir zaman hissetmiyor. Tarak kemiğindeki sorunlarda da, yine bu bölge üzerinde uygulanan işlemlerle sorunun çözüm yoluna gidiliyor. Eğer sorun ayak bileğine yakın bölgedeyse, tarak kemiği başlangıç yerinde düzeltme yapıldıktan sonra tıraşlanma işlemi gerçekleştiriliyor. Bu tip ameliyatta hastanın rahat bir şekilde yürümesini sağlamak için ayağa alçı tedavisi de uyguluyoruz.”
Ayak başparmağındaki deformiteler iki ayakta da görülebiliyor. Dolayısıyla yine hastanın tercihine bağlı olarak aynı operasyonda her iki ayağa da müdahale edilebiliyor.

Operasyon sonrası ağrıya “blok” engeli!
Çok değil, bundan bir iki yıl öncesine dek, hastalar en sık operasyon sonrasında gelişen şiddetli ağrılardan yakınıyorlardı. Günümüzde bu soruna da “blok” sistemiyle çözüm getirdiklerini ifade eden Doç. Dr. Aktaş, bu yöntemi nasıl uyguladıklarını şöyle anlatıyor: “Blok tekniği, operasyon öncesinde ayağın değişik bölgelerine yaptığımız lokal anestezik etkiye sahip iğnelerin enjekte edilmesi esasına dayanıyor. Böylelikle hastalar operasyon sonrasında hiçbir ağrı çekmiyor, hatta pansumanlarını görünceye dek ameliyat olduklarına bile inanamıyorlar. Ayrıca verilen ağrı kesiciler de ağrının dindirilmesinde oldukça etkili oluyor. Bu sayede hastalar ameliyat sonrasını oldukça rahat geçiriyorlar.”

İyileşme süresi
Ameliyatın ardından hastanede tek gün kalmanın yeteri geldiğini belirten Doç. Dr. Aktaş, sözlerine şöyle devam ediyor: “Hastaların çoğu operasyonun ardından ertesi günü ayağa kalkıp yürüyebiliyor. Ancak hastalığın şiddeti ve ameliyatın tipine göre bazı hastalara alçı tedavisi de uyguluyoruz. Bu durumda alçının 4 hafta süreyle ayakta kalması gerekiyor. Alçıya topuk takıldığı için bu hastalar da operasyon sonrasında hemen yürüyebiliyor ve günlük işlerini yerine getirebiliyorlar. Masa başında çalışanlar, 4-10 gün içinde işlerinin başına dönebiliyor. Dört haftanın sonunda alçı çıkartılıyor, fakat ayakta şişlik oluşacağı için hastanın normal bir ayakkabı giyebilmesi yaklaşık 3 aylık bir süre alıyor.”

Tedavide geç kalmayın!
“Ayak başparmağınızdaki kemik çıkıntı yapmışsa, doktora başvurmakta gecikmeyin” diyen Doç. Dr. Şeref Aktaş’a göre, ayak başparmağındaki kemikte oluşan deformite tedavi edilmezse, eklemde bozukluklar ve artan düzeyde kireçlenme gelişiyor. Ayrıca diğer parmakların şekli de zamanla bozulmaya başlıyor. Doç. Dr. Aktaş, tedavide geç kalındığında kireçlenme nedeniyle zamanla eklem hareketlerinde büyük kayıplar oluşacağı uyarısında bulunarak şunları söylüyor: “Bu durumda deformiteyi düzeltebilsek de, eklem hareket kaybına karşı yapabileceğimiz bir şey kalmıyor. Bunun sonucunda da hasta sıçrama veya merdiven inip çıkma gibi parmak ucunda yükselmeyi gerektiren hareketlerde zorluk çekebiliyor. Dolayısıyla deformitelerde erken tedavi, ayak sağlığı açısından büyük önem taşıyor.”

AYAKKABI ALIRKEN…
• Ayağınızın şekline uyan ayakkabıları tercih edin.
• Yüksek topuklu, dar kalıplı ve ucu sivri ayakkabılardan kaçının.
• En uzun parmak ile ayakkabı ucu arasında bir santim boşluk olmasına dikkat edin.
• Ayakkabıyı giydikten sonra mutlaka yürüyerek deneyin.
• Çok sıkı ayakkabıları, zamanla ayağınıza alışır düşüncesiyle almayın.

Daha fazla bilgi için : ALO ACIBADEM 444 55 44
www.acibadem.com.tr

http://www.haberturk.com/haber.asp?id=16366&cat=220&dt=2007/03/02


162473 .

  • 0
x