Bebeğinizi emzirmeniz için “kusursuz beslenme”, “hastalıklardan korunma”,” beyin gelişimi” “uzun vadede sağlık”, “psikolojik faydalar”, “daha az ani çocuk ölüm sendromu” ve “daha az kulak iltihabi” başlıkları başta olmak üzere, bir sürü madde içeren, uzun bir liste çıkarabilirim.
Bebeğinizi emzirirseniz, farkı görebilir misiniz? Cevap: “Kesinlikle evet”. Bebeğinizi mümkün olduğu kadar uzun süre emzirdiğiniz takdirde, avantaj lannı görmemeniz mümkün değildir.
Hadi en basitinden başlayalım. Emzirilen bebekler, sık sık kussa bile, mamayla beslenenbebeklerden daha güzel kokarlar. Dahası sizin sütünüzle beslenen bebeğiniz, siz onun gazını alırken omuzunuza kustuğunda, bir iki saat sonra ıslak bir mendil yardımıyla kolayca çıkartabileceğiniz ekşimsi bir koku bırakır. Ancak mamasını henüz bitirmiş küçük bebeğinizin tişörtünüzde bıraktığı leke ve koku, çamaşır sepetinizde zorlu lekeler kısmında yer almaya mahkûmdur. Ayrıca anne sütü, mamalardan daha rahat sindirilebildiğinden, bebeğinizin poposundan gelen koku, mamayla beslenen bir bebeğinkine kıyasla çok daha hafiftir ve bu şekilde bebeğinizin bezini değiştirmek eşiniz için de çekici hale gelebilir.
Bebeğinizi emzirdiğiniz sürece, onu sakinleştiren en güçlü silahın tek sahibi olmanın özgüvenini yaşayacaksınız. Ve bu silahın özellikle bebek ağlamasına tahammül edemeyen insanların yanında ne kadar işe yaradığını anlamanız uzun sürmeyecek. Göğsünüzü emmek, aç olmasa bile, ona derin bir huzur vermekle kalmaz size olan bağlılığını güçlendirir. Bu sayede her ağladığında emzik arama telaşına girmezsiniz.
Emzirirken göğsünüzden gelen sütün miktarını, bebeğinizin az ya da fazla yiyip, yemediğini düşünmek zorunda değilsiniz. Yapılan çalışmalar, çoğu bebeklerin annelerinin göğüslerinden sadece ihtiyaç duydukları kadar süt emdik lerini göstermektedir. Emme şekilleri göğüsten ne kadar süt geleceğini belirlediğinden, emzirme işlemine siz zaman belirlememelisiniz. Bazen sırf kendilerini daha huzurlu hissettiklerinden çok uzun zaman göğsünüzü emerler. Bebeğiniz için yapmanız gereken tek şey, ona istediğini vermeniz, geri kalan her şeyi o halledecektir.
Bazı bebekler ihtiyaç duydukları sütten daha fazlasını içerler. Bebeğinizin sık kusuyor olması buna işarettir. Bu tip durumlarda bebeğinizi rahatlamak için başka şeyler bulmalısınız. Eğer, hiçbir şey ona kendini göğsünüz kadar iyi hissettirmiyorsa, sadece bir göğsünüzle onu yatıştırdıktan sonra, diğerini iki ya da üç saat sonra verin ve arada boşalmış olan göğsünüzü emmesine izin verin.
Yeni anneler, sürekli olarak minik bebeklerinin ilk soğuk algınlığı için endişelenip dururlar. Eğer bebeğinizi emziriyorsanız, bu endişe döneminin mama yiyen bebeklerin annelerininkinden daha uzun sürebileceğini söyleyebilirim. Çünkü sütünüzün içerdiği doğal koruyucular, bebeğinizin bağışıklık sistemini güçlendirir. Hatta evdeki herkesin gribe yakalandığı bir dönemde bile, bebeğinizin burnunu dahi çekmemesi çok olasıdır. Sağlıklı bir bebeğe sahip olmak anneliğinizde fark yaratır.
Emzirmenin faydalarından oluşturacağım listede, anneleri de unutmuş değilim. Emziren anneler, hamileliklerinde aldıkları fazla kiloları, katı bir diyete gerek kalmadan kolayca verebilirler. Ayrıca emzirmek, bebeğiniz emzik ve biberon gibi suni şeyler kullanmıyorsa, meme kanserine yakalanma riskinizi düşüreceği gibi kısa bir süre içinde yeniden hamile kalma olasılığınızı da düşürür.
Emzirmenin anneliğinizi nasıl etkilediği de önemlidir. Başta Amerika olmak üzere dünyanın pek çok yerinde oldukça popüler olan La Leche Anneler Derneği “iyi annelik, emzirmeden geçer” sloganlarıyla, bebeğinizi emzirmenizin ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadırlar. Bu slogandan, bebeklerini çeşitli nedenlerden ötürü emziremeyen annelerin “kötü anneler” oldukları sonucu çıkartılmamalıdır elbet. Verilmek istenen mesaj, emziren annelerin kendilerini ve bebeklerini mutlu etmenin yollarını daha kolay keşfedebileceğidir.
Emzirdiğinizde değişen fizyolojiniz, psikolojinizi de etkiler ve bebeğinizle aranızda oluşan bağ daha kısa sürede sağlamlasın Emzirdiğiniz bebeğiniz her geçen gün büyüyüp geliştiğinde, göğüslerinizden gelen sütün miktarı da artar. Yeni doğan bebekler günde sekiz ile on iki kez acıkırlar. Bu da gün içinde bebeğinizle sıklıkla etkileşim içinde olmanız demektir. Ona dokunma, onu koklama ve vücutlarınızı birleştirme şansı elde edersiniz. Elbette bebeklerini biberonla besleyen anneler de, onlara en az emziren anneler kadar yakın olabilirler ama eğer emziriyorsanız, tüm bunlar otomatik olarak gelişir.
Emzirmenin biyolojik olarak annede gözlemleyebildiğimiz tek avantajı sütünün artması değildir. Yapılan araştırmalar, emziren annelerin diğer annelere oranla daha az stresli olduklarını göstermektedir. Sütünüzde bulunan prolaktin ve oksitsin hormonları, hem sizin hem de bebeğinizin daha iyi hissetmesini sağlar. Prolaktin hormonu sakinlik ile ilişkilendirilir ve bazı hayvanlarda anaçlığı düzenler. Memnuniyet hissi ile ilişkilendirilen oksitsin hormonu ise anne ve bebeğin ruh halini olumlu yönde etkileyerek, aralarında kurulan bağa kısa sürede yoğunluk kazandırır. Bu hormonun, cinsel birleşme, doğum ve emzirme süresince salgılandığı bilinir. Bu sebeple deneyimli bir araştırmacı, bu hormonu “aşk hormonu” olarak tanımlar.
Belki emzirmeye başladığınız ve her şeyi yeni yeni öğrenmeye çalıştığınız ilk günlerde değil ama birkaç gün içinde, bebeğinizi her emzirdiğinizde içinizde bir rahatlama hissedeceksiniz. Belirli bir ritimle göğsünüzü emen minik bebeğiniz, tüm gerilimizi alıp, ihtiyaç duyduğunuz kısa şekerlemelerinize sizi hazırlayacaktır. Emzirme kaçırmamanız gereken eğlenceli bir deneyimdir. Emzirirken hayatın anlamını çözebilecek kadar derinlere dalacağınızı söyleyemem belki, ama kendiniz ve bebeğinizden yola çıkarak, sizi tüm evren hakkında düşündürmeye itecek bir dönem olabilir, emzirme dönemi.